• Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
Üyelik Girişi
Videolar

Yeni Yayımlanan Kitaplar

   

İsmail Haqqi His Life Works and Views
Bayram Ali Çetinkaya
İNSAN YAYINLARI

ibn rüşd (1. cilt) (uluslararası ibn rüşd sempozyumu bildirileri) doğu-batı ilişkisinin entelektüel boyutu ibn rüşd'ü yeniden düşünmek



ibn rüşd (2. cilt) (uluslararası ibn rüşd sempozyumu bildirileri) doğu-batı ilişkisinin entelektüel boyutu ibn rüşd'ü yeniden düşünmek




Dini ve felsefi metinler: Yirmibirinci Yüzyılda yeniden okuma, anlama ve algılama

Bayram Ali Çetinkaya(Editör)

Doğu-Batı: İki Dünyanın Buluştuğu Noktada Düşünce Günleri



İzmirli İsmail Hakkı
Bayram Ali Çetinkaya
 İNSAN YAYINLARI



15 TEMMUZ DESTANI
Bayram Ali Çetinkaya
bacetinkaya@hotmail.com
Evlilik ve ailenin dağılışı/krizi boşanma
10/10/2017

Evlilik ve ailenin dağılışı/krizi boşanma

Mutlu toplumlar, uyumlu ve huzurlu aile ve fertlerden oluşan toplumlardır. Dünya ve ahiret mutluluğu da, Allah’ın rızası ile gerçekleşen en yüksek iyinin gerçekleşmesidir. Mutluluğun tezahür ettiği ailenin temel taşı, Rahim’in merhametiyle yüklü olan kadındır, annedir. Çocuğunu rahminde muhafaza ederek her türlü sıkıntıya tahammül gösteren annenin ayakları, cennete giden yolları gösterir.

Zorlukları ve Gerilimleri Sırtlayan Kadınlar

İlahî emir, “kadınlarınızla iyi geçinin” (Nisâ, 19) diye buyurur. Rivayetler der ki, kadın kaburga kemiğinden yaratılmıştır. (Müslim: 1468) Aslında hilkatin estetiğiyle şekillenmiş olan varlığını doğrultmaya kalkmak amacıyla ona yönelik her türlü baskı ve tazyik olumsuzluklarla sonuçlanır. Zira onların taşıdığı hassas yürekler, vicdan ve sevginin bütün tonlarını taşır. O kalpler ki, erkeğinin ve ailesinin mutluluğunu, bir ibadet şuuruyla her şeyin öncesine koyarak bir kale gibi zorluklara ve gerilimlere dayanır.

Hanımının Güzelliğini Görmek

Koca, hanımının güzelliklerini görmezse, nankörlüğün girdabına düşer. Eksiklikler ve yetersizlikler insanoğlu ve dolayısıyla hem erkek hem de kadın için geçerlidir. Kadın da, haklarına hürmet eden erkeğini düşünürse, Hz. Âdem’e “secde eden” melekler gibi hatırlanır. (Tirmizî: 1159)

Erkek, kendisi ve ailesinin huzur ve saadeti için çırpınan kadınının hukukuna riayet etmeli, her türlü zulmü yapmaktan Allah’a sığınmalıdır. Erkeği de, kadını da “kıran” en büyük musibet, boşanmadır. Zira boşanma, Allah’ın hiç sevmediği bir helaldir. (İbn-i Mâce: 2018)

Nikâh, İman Gibi Ciddi Bir Sözleşmedir

Nikâh, tıpkı iman gibi ciddi bir akittir. Şakası ve ciddisi arasında fark yoktur. Nitekim nikâh da iman da, ilâhî sözleşmeyle/akitle mutlaklık kazanır. Kadın, Allah’ın önce erkeğe sonra da cemiyete “emaneti”dir.

Kadınların haklarının ayaklar altında olduğu toplumlar, iyi ve hayırlı nesilleri inşa edemezler. Nitekim Hz. Peygamber (s), Veda Hutbesi’nde şöyle buyurmaktadır:

“Ey insanlar! Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları Allah'ın emaneti olarak aldınız.”  

Yine İslâm Peygamberi (s), kadına yönelik şiddet uygulayanları, kendi mescidinin içinde görmek istemez: “Karılarını döven kimseleri hayırlılarınız olarak bilmeyiniz.” (İbn-i Mâce: 1985)

Cemiyetin Kalbi Ailedir

Şiddet, hiddet ve öfke beraberinde parçalanmayı getirmektedir. Aile, cemiyetin parçalanmayı en çok hisseden kalbidir. Aile sözleşmesi, boşanmayla (talakla) yürürlükten kalkmaktadır.

Boşanmaya ruhsat verilmiştir. Ancak bu iznin matlup yönü bulunmamaktadır. Hakk Teâlâ, boşanmanın şartlarını bildirmektedir:

“Boşanmış kadınlar kendi kendilerine üç'ay hali ve temizlenme süresi' beklerler. Eğer Allah'a ve ahiret gününe inanıyorlarsa Allah'ın rahimlerinde yarattığını saklamaları onlara helal olmaz. Kocaları, bu süre içinde barışmak isterlerse, onları geri almada (başkalarından) daha çok hak sahibidirler. Onların lehine de aleyhlerindeki maruf hakka denk bir hak vardır. Yalnız erkekler için onlar üzerinde bir derece var. Allah Aziz'dir. Hâkim’dir.” (Bakara, 228)

Yaratan’ın Belirlediği Sınırları Aşmamak

Önemli olan “Allah’ın belirlediği sınırları” aşmamaktır. Sınırların çiğnendiği yerde zulüm başlar. Kur’ân, bu sınırları ayrıntılı bir şekilde ele alıp ümmeti bilgilendirmektedir. (Bakara, 229 vd.)

Cemiyetin Huzur Hakemleri

Aile içindeki anlaşmazlıklarda, iki tarafın da yakınları/hakemleri devreye girmelidir. Arayı düzeltmeye niyetlenenler, Allah’ın yardımıyla desteklenirler. “Çirkin bir hayâsızlık” halinde, kişi kendi nefsine zulmetmiş olur. Bugün toplum ve aileyi çürüten önemli olgulardan birisi, evlilik kutsiyetinin “aldatma”yla kirle(til)nmesidir.

“Zina Etmeyeceksin!”

Evli erkeklerin ve kadınların, başka evli veya evli olmayan evli erkek ve kadınlarla nikâhsız gayri meşru bir araya gelmesi, bütün toplumlarda genel kabul gören “büyük günahı” işlemesi demektir. “On Emir” içinde zikri geçen “zina etmeyeceksin!” emrinin çiğnenmesi, sahih nesil ve ailelerin berhava olmasına sebebiyet vermektedir.

Akitlere ihanetin neticesinde boşanmaların sayısı da artmaktadır. Elbette boşanma için tek sebep, aldatma değildir. Ancak nikâhın şartları olduğu gibi boşanmanın da şartları bulunmaktadır. Her ikisinin de aleni olması elzemdir.

Cennet Kokusundan Mahrum Kalmak

Hz. Peygamber’den bildirilenler, boşanmayla “cennet kokusundan” mahrum kalmayı birlikte zikreder. Güzellikle geçinmek asıldır. Hoşlanmama noktasında ise sabır tavsiye edilmektedir. Belki Allah hoşlanılmayanı hayırlı kılmış olabilir. (Nisa, 19) Boşanmanın aile ve toplum için diyeti ağırdır. Efendimizin ifadesiyle (s) boşanmanın gerçekleşmesiyle “arş-ı ilâhî titrer.” (Kenzu’l-Ummal, 9/661)

“Çeşnici Erkekler” ve “Çeşnici Kadınlar”

Sürekli eş değiştiren erkek ve kadınlar, Allah’ın sevgisinden mahrum kalırlar. Hz. Peygamber (s) bunları, “çeşnici erkekler” ve “çeşnici kadınlar” olarak isimlendirmektedir. (Kenzu’l-Ummal, 9/662)

Boşanmalardaki Ürkütücü Artış

Son yıllarda evlilik ve boşanma olaylarının sayısı, ülkemiz içinde birbirine yaklaşır bir süreç arz etmektedir. Bu durum da aile ve toplumun geleceği için vahim sonuçların başlangıcı olarak görülebilir. Türkiye’de 2015 yılında altı yüz bin civarında evlilik gerçekleşti. Evlilik yaşı ortalaması da yıllar içinde gittikçe yükselmektedir. Evlilik yaşı erkeklerde 27 iken, kadınlarda 24 civarında bulunmaktadır. (TÜİK-2015)

Boşanma istatistikleri bize gösteriyor ki, 2015 yılında 132 bin aile yıkılmıştır. Boşanmaların %39,3’ü evliliğin ilk beş yılı içinde gerçekleştir. Boşanmaların 2015 yılında %39,3’ü evliliğin ilk 5 yılı, %21,5’i ise evliliğin 6-10 yılı içinde gerçekleşmiştir. (TÜİK-2015)

Boşanma Sebepleri

Boşanma sebeplerine bakıldığında, kadınların erkeklerde bulduğu kusurlar, görülme sıklığına göre şöyle sıralanmaktadır: İlgisizliği ve sevgisizliği, parasızlığı, dayak atması, aldatması, evliliğe karışan ailesi, ailesini aşağılaması, alkolü, kumarı, çocuğa şiddeti, uyuşturucusu, kısırlığı, ağır suçu, sapıklığı, hastalığı. (CNN Türk)

Yitirilen Aile Tutkalı: Değerler

Toplumuzdaki boşanmaların gittikçe artış göstermesi, insanlarımızın kırılganlığının da artmasından bağımsız düşünülemez. Tahammül, sabır, kanaat, hürmet, saygı, diğerkâmlık gibi köklü değer ve hasletlerimizi kaybetmemiz, evlilik kurumuna saplanan boşanma hançerinin işini kolaylaştırmaktadır.

İdeal Nebevî Modeli Hatırlamak

En iyi ve en yüksek model olan Hz. Peygamber’in rehberliğinde, ilâhî emir, nasihat ve tavsiyelere kulak vermek, onları uygulamak iki cihan mutluluğun formülü olsa gerektir.

Hakk’ın rızasını ve emirlerini önceleyerek evlenip aile kuranlar, mutluluğun anahtarını elinde bulundurmanın bahtiyarlığını yaşayanlardır. Onlar “Hakk’ın en sevmediği helal” olan boşanmayı akıllarına dahi getirmezler. Sabrın bereketiyle, görünen ve görünmeyen hikmet ve lütuflara nâil olurlar.

Prof. Dr. Bayram Ali ÇETİNKAYA
http://www.mirathaber.com/prof-dr-bayram-ali-cetinkaya-evlilik-ve-ailenin-dagilisikrizi-bosanma-79-2014y.html

Evlilik ve ailenin dağılışı/krizi boşanma

Mutlu toplumlar, uyumlu ve huzurlu aile ve fertlerden oluşan toplumlardır. Dünya ve ahiret mutluluğu da, Allah’ın rızası ile gerçekleşen en yüksek iyinin gerçekleşmesidir. Mutluluğun tezahür ettiği ailenin temel taşı, Rahim’in merhametiyle yüklü olan kadındır, annedir. Çocuğunu rahminde muhafaza ederek her türlü sıkıntıya tahammül gösteren annenin ayakları, cennete giden yolları gösterir.

Zorlukları ve Gerilimleri Sırtlayan Kadınlar

İlahî emir, “kadınlarınızla iyi geçinin” (Nisâ, 19) diye buyurur. Rivayetler der ki, kadın kaburga kemiğinden yaratılmıştır. (Müslim: 1468) Aslında hilkatin estetiğiyle şekillenmiş olan varlığını doğrultmaya kalkmak amacıyla ona yönelik her türlü baskı ve tazyik olumsuzluklarla sonuçlanır. Zira onların taşıdığı hassas yürekler, vicdan ve sevginin bütün tonlarını taşır. O kalpler ki, erkeğinin ve ailesinin mutluluğunu, bir ibadet şuuruyla her şeyin öncesine koyarak bir kale gibi zorluklara ve gerilimlere dayanır.

Hanımının Güzelliğini Görmek

Koca, hanımının güzelliklerini görmezse, nankörlüğün girdabına düşer. Eksiklikler ve yetersizlikler insanoğlu ve dolayısıyla hem erkek hem de kadın için geçerlidir. Kadın da, haklarına hürmet eden erkeğini düşünürse, Hz. Âdem’e “secde eden” melekler gibi hatırlanır. (Tirmizî: 1159)

Erkek, kendisi ve ailesinin huzur ve saadeti için çırpınan kadınının hukukuna riayet etmeli, her türlü zulmü yapmaktan Allah’a sığınmalıdır. Erkeği de, kadını da “kıran” en büyük musibet, boşanmadır. Zira boşanma, Allah’ın hiç sevmediği bir helaldir. (İbn-i Mâce: 2018)

Nikâh, İman Gibi Ciddi Bir Sözleşmedir

Nikâh, tıpkı iman gibi ciddi bir akittir. Şakası ve ciddisi arasında fark yoktur. Nitekim nikâh da iman da, ilâhî sözleşmeyle/akitle mutlaklık kazanır. Kadın, Allah’ın önce erkeğe sonra da cemiyete “emaneti”dir.

Kadınların haklarının ayaklar altında olduğu toplumlar, iyi ve hayırlı nesilleri inşa edemezler. Nitekim Hz. Peygamber (s), Veda Hutbesi’nde şöyle buyurmaktadır:

“Ey insanlar! Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları Allah'ın emaneti olarak aldınız.”  

Yine İslâm Peygamberi (s), kadına yönelik şiddet uygulayanları, kendi mescidinin içinde görmek istemez: “Karılarını döven kimseleri hayırlılarınız olarak bilmeyiniz.” (İbn-i Mâce: 1985)

Cemiyetin Kalbi Ailedir

Şiddet, hiddet ve öfke beraberinde parçalanmayı getirmektedir. Aile, cemiyetin parçalanmayı en çok hisseden kalbidir. Aile sözleşmesi, boşanmayla (talakla) yürürlükten kalkmaktadır.

Boşanmaya ruhsat verilmiştir. Ancak bu iznin matlup yönü bulunmamaktadır. Hakk Teâlâ, boşanmanın şartlarını bildirmektedir:

“Boşanmış kadınlar kendi kendilerine üç'ay hali ve temizlenme süresi' beklerler. Eğer Allah'a ve ahiret gününe inanıyorlarsa Allah'ın rahimlerinde yarattığını saklamaları onlara helal olmaz. Kocaları, bu süre içinde barışmak isterlerse, onları geri almada (başkalarından) daha çok hak sahibidirler. Onların lehine de aleyhlerindeki maruf hakka denk bir hak vardır. Yalnız erkekler için onlar üzerinde bir derece var. Allah Aziz'dir. Hâkim’dir.” (Bakara, 228)

Yaratan’ın Belirlediği Sınırları Aşmamak

Önemli olan “Allah’ın belirlediği sınırları” aşmamaktır. Sınırların çiğnendiği yerde zulüm başlar. Kur’ân, bu sınırları ayrıntılı bir şekilde ele alıp ümmeti bilgilendirmektedir. (Bakara, 229 vd.)

Cemiyetin Huzur Hakemleri

Aile içindeki anlaşmazlıklarda, iki tarafın da yakınları/hakemleri devreye girmelidir. Arayı düzeltmeye niyetlenenler, Allah’ın yardımıyla desteklenirler. “Çirkin bir hayâsızlık” halinde, kişi kendi nefsine zulmetmiş olur. Bugün toplum ve aileyi çürüten önemli olgulardan birisi, evlilik kutsiyetinin “aldatma”yla kirle(til)nmesidir.

“Zina Etmeyeceksin!”

Evli erkeklerin ve kadınların, başka evli veya evli olmayan evli erkek ve kadınlarla nikâhsız gayri meşru bir araya gelmesi, bütün toplumlarda genel kabul gören “büyük günahı” işlemesi demektir. “On Emir” içinde zikri geçen “zina etmeyeceksin!” emrinin çiğnenmesi, sahih nesil ve ailelerin berhava olmasına sebebiyet vermektedir.

Akitlere ihanetin neticesinde boşanmaların sayısı da artmaktadır. Elbette boşanma için tek sebep, aldatma değildir. Ancak nikâhın şartları olduğu gibi boşanmanın da şartları bulunmaktadır. Her ikisinin de aleni olması elzemdir.

Cennet Kokusundan Mahrum Kalmak

Hz. Peygamber’den bildirilenler, boşanmayla “cennet kokusundan” mahrum kalmayı birlikte zikreder. Güzellikle geçinmek asıldır. Hoşlanmama noktasında ise sabır tavsiye edilmektedir. Belki Allah hoşlanılmayanı hayırlı kılmış olabilir. (Nisa, 19) Boşanmanın aile ve toplum için diyeti ağırdır. Efendimizin ifadesiyle (s) boşanmanın gerçekleşmesiyle “arş-ı ilâhî titrer.” (Kenzu’l-Ummal, 9/661)

“Çeşnici Erkekler” ve “Çeşnici Kadınlar”

Sürekli eş değiştiren erkek ve kadınlar, Allah’ın sevgisinden mahrum kalırlar. Hz. Peygamber (s) bunları, “çeşnici erkekler” ve “çeşnici kadınlar” olarak isimlendirmektedir. (Kenzu’l-Ummal, 9/662)

Boşanmalardaki Ürkütücü Artış

Son yıllarda evlilik ve boşanma olaylarının sayısı, ülkemiz içinde birbirine yaklaşır bir süreç arz etmektedir. Bu durum da aile ve toplumun geleceği için vahim sonuçların başlangıcı olarak görülebilir. Türkiye’de 2015 yılında altı yüz bin civarında evlilik gerçekleşti. Evlilik yaşı ortalaması da yıllar içinde gittikçe yükselmektedir. Evlilik yaşı erkeklerde 27 iken, kadınlarda 24 civarında bulunmaktadır. (TÜİK-2015)

Boşanma istatistikleri bize gösteriyor ki, 2015 yılında 132 bin aile yıkılmıştır. Boşanmaların %39,3’ü evliliğin ilk beş yılı içinde gerçekleştir. Boşanmaların 2015 yılında %39,3’ü evliliğin ilk 5 yılı, %21,5’i ise evliliğin 6-10 yılı içinde gerçekleşmiştir. (TÜİK-2015)

Boşanma Sebepleri

Boşanma sebeplerine bakıldığında, kadınların erkeklerde bulduğu kusurlar, görülme sıklığına göre şöyle sıralanmaktadır: İlgisizliği ve sevgisizliği, parasızlığı, dayak atması, aldatması, evliliğe karışan ailesi, ailesini aşağılaması, alkolü, kumarı, çocuğa şiddeti, uyuşturucusu, kısırlığı, ağır suçu, sapıklığı, hastalığı. (CNN Türk)

Yitirilen Aile Tutkalı: Değerler

Toplumuzdaki boşanmaların gittikçe artış göstermesi, insanlarımızın kırılganlığının da artmasından bağımsız düşünülemez. Tahammül, sabır, kanaat, hürmet, saygı, diğerkâmlık gibi köklü değer ve hasletlerimizi kaybetmemiz, evlilik kurumuna saplanan boşanma hançerinin işini kolaylaştırmaktadır.

İdeal Nebevî Modeli Hatırlamak

En iyi ve en yüksek model olan Hz. Peygamber’in rehberliğinde, ilâhî emir, nasihat ve tavsiyelere kulak vermek, onları uygulamak iki cihan mutluluğun formülü olsa gerektir.

Hakk’ın rızasını ve emirlerini önceleyerek evlenip aile kuranlar, mutluluğun anahtarını elinde bulundurmanın bahtiyarlığını yaşayanlardır. Onlar “Hakk’ın en sevmediği helal” olan boşanmayı akıllarına dahi getirmezler. Sabrın bereketiyle, görünen ve görünmeyen hikmet ve lütuflara nâil olurlar.

Prof. Dr. Bayram Ali ÇETİNKAYA
http://www.mirathaber.com/prof-dr-bayram-ali-cetinkaya-evlilik-ve-ailenin-dagilisikrizi-bosanma-79-2014y.html


1359 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Emin Kişi ve İstikamet - 06/08/2021
Güvenilir mü’minin dili, küfür, lanet, kaba ve çirkin sözden uzaktır. Haya ve edep emin kimsenin şahsiyetini inşa eder.
Minberlere Ruh Veren Usta - 03/08/2021
Abdestli olarak eline aldığı ceviz ağacından üretilmiş kerestelerine şekil verir ve onlara ruh katar.
Güven dili ve hakikat - 29/07/2021
Güvenin olduğu hallerde fitne ve fesat yoktur. Güven zulmü yok eder, zâlimi hareketsiz bırakır.
İbrahim'in Yakarışı - 21/07/2021
İbrahim’in imtihanları yakarışlarının bir sınavıdır. Her dua ve yakarış İbrahim’i yeni bir imtihan ve mücadeleyle karşı karşıya bırakır.
Zaman ve Ezan - 21/07/2021
Akıllı ve başarılı kimse, ömrünü ve zamanını fayda üzerine kuran kişidir. O bilir ki; zaman, sahip olunan en değerli hazinedir.
Zaman ve Ezan - 07/07/2021
Zaman, hızlı geçen bir akıştır/süreçtir. Hız arttıkça zaman azalmaktadır.
Zamanın Kıyameti - 04/07/2021
Ömür, ilim, mal, beden, zamanla doğrudan ilişkilidir. Ömür insana ve varlığa faydalı ise, zaman bereketli geçmiş demektir.
Zamanın değeri(ni ölçmek) - 23/06/2021
Zamanı değerlendirmek, irade ve tercihle gerçekleşmektedir. Dikkat edilmesi gereken husus, her şeyi uygun bir vakitte ve yeri geldiğinde yapmaktır.
İdealist muallimler - 18/06/2021
Eğitim sisteminin gerçekleştiği ortam, mekteptir. Ancak mektep, hayatın kendisidir.
 Devamı
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam62
Toplam Ziyaret185884
Etkinlikler
YENİ ÇIKAN ESERLER
          


                                 






                                             


                                               
                                                                                        
                                                      
                                                   
     





Yayımlanan Eserler


Sayıların Gizemi ve Tasavvufun Dinamikleri
Bayram Ali Çetinkaya
İnsan Yayınları


   İlkçağ Felsefesi Tarihi
Bayram Ali Çetinkaya 
İNSAN YAYINLARI









Yitik Bilgi ve Hikmet
Bayram Ali Çetinkaya





İslam Medeniyetinin Dinamikleri
Bayram Ali Çetinkaya
 İNSAN YAYINLARI



İrfan ve Hikmet Peygamberi 
Bayram Ali Çetinkaya
   İNSAN YAYINLARI
   



   Şems-Mevlana Dostluğu
     Bayram Ali Çetinkaya
     İNSAN YAYINLARI
      


Medine'den Medeniyete

Bayram Ali Çetinkaya
İNSAN YAYINLARI