Saç kesme olayları bazen, ilginç görünümler alırdı. Bunlardan birisi de yaylada gerçekleşir. Henüz 12-13 yaşlarındaki Hasan Amcam, bir gün saçların ıslatır tarar, tam o sırada Abisi Osman (Babam) henüz 16-17 yaşlarında, “gel seni tıraş edeceğim” der çağırır.

Babam, makinayı saçın ortasından kafayı ikiye ayıracak şekilde önden enseye kadar bir makine ağzı şeklinde keser, adeta bir ‘tren yolu’ yapar. Olayı anlatan Mustafa Amcam, henüz on yaşlarındadır. O, bunu anlatırken, Hasan Amcamın saçlarını, hiçbir şey olmamış gibi o haliyle iki tarafa taradığından bahsetmektedir.

Sonraki zamanlarda, Mustafa Amcam, ileri yaşlarında Dedemi tıraş etmeye başlar. Dedem, bazen berbere de giderdi. Ancak Dedem, çoğunlukla Amcamın tıraş etmesiyle saç kesimini hallederdi.

Dedem, kendisinden belki de on-on beş yaş büyük olan abisi, Hacı Derviş’in yaşlılık dönemlerinde, her hafta gidip hem saç hem de sakal tıraşını büyük bir vazife olarak yerine getirirdi. Yaşlılığın verdiği birtakım sebepler dolayısıyla Abisinin kendisine yönelik eleştirilerine aldırmazdı. Böylece o, Derviş abisinin vefatına kadar kendisini sorumlu tuttuğu bu görevi hakkıyla yerine getirmeyi sürdürdü.

Eski zamanlarda moda saç tasarımlarından birisi alapulus idi. Türk Dil Kurumu Sözlüğü’nde kelimenin aslı ‘alabros’ olarak geçmektedir. Aslında fırça gibi dik kesilmiş saç modeli demektir.

Alabulus tıraş denildiğinde, başın üst ve orta kısmında saçın bırakılması anlaşılır. Saç kesimi, enseye doğra azala azala sıfırlanır.

Bir de subay tıraşı modeli vardı. O biraz daha estetik görünüme sahipti. Ancak zaman içerisinde mekanik tıraş makinaları kalkar, yerini bugün de salgın döneminde de kullanılan elektrikli ve şarjlı saç tıraş makinalarına bırakır.