• Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
Üyelik Girişi
Videolar

Yeni Yayımlanan Kitaplar

   

İsmail Haqqi His Life Works and Views
Bayram Ali Çetinkaya
İNSAN YAYINLARI

ibn rüşd (1. cilt) (uluslararası ibn rüşd sempozyumu bildirileri) doğu-batı ilişkisinin entelektüel boyutu ibn rüşd'ü yeniden düşünmek



ibn rüşd (2. cilt) (uluslararası ibn rüşd sempozyumu bildirileri) doğu-batı ilişkisinin entelektüel boyutu ibn rüşd'ü yeniden düşünmek




Dini ve felsefi metinler: Yirmibirinci Yüzyılda yeniden okuma, anlama ve algılama

Bayram Ali Çetinkaya(Editör)

Doğu-Batı: İki Dünyanın Buluştuğu Noktada Düşünce Günleri



İzmirli İsmail Hakkı
Bayram Ali Çetinkaya
 İNSAN YAYINLARI



15 TEMMUZ DESTANI
Bayram Ali Çetinkaya
bacetinkaya@hotmail.com
Filozofun Şeyhle Buluşması (2)
02/09/2020


 

Aziz Efendi, Zeyrek Cami’sinin avlusundaki imam lojmanında ikamet eder. Evinin üst katındaki odada onları ağırlar. Ben geleceğim diyerek dışarı çıkar, biraz sonra elinde bir tepsiyle gelir ve söze başlar. “Oğlum, biz Kazanlıyız, Tatarız. Bizde âdet böyledir, buyurun sofraya”. Sofraya oturunca Aziz Efendi, Avrupa ile bizim âlimlerimizi karşılaştırırken, aslında felsefe, din, akıl ve kalp arasındaki münasebeti insanın mutluğuyla ilişkilendirerek anlatmaya başlar:

“Avrupa uleması ile bizim ulemayı kıyaslıyorlar. Orada felsefe okurlar. Felsefe aklın şüphelerinde cevap aramak ihtiyacından doğmuştur. Bir filozofun tamam dediği şeye, bir başkası hayır, tamam değil diyebilir ve karşı çıkabilir. Nitekim çıkıyorlar. Çünkü bakış açıları farklıdır. Felsefe şüphe üzerine kurulu olan farklı düşünce sistemleridir. Oysa insan sadece akıl sahibi değil, aynı zamanda kalp sahibidir. İnsanın kalbi güven ister, istikrar ve huzur ister. Ve böylece mutlu olmak ister. Aklın ihtiyacı ile kalbin ihtiyacı birbirinden farklıdır. Kalp inanmak ve imanın verdiği güvenle mutlu olmak ister. İnsanı mutluluğa götüren şey, kalbindeki imandır. İman olmadan, yakîn olmaz, yakîn olmadan da mutluluk olmaz. Aklın esas görevi, imana giden yolu açmaktır. Yoksa aklın durmadan değişen gel-gitlerine ayak uydurmakla mutluluk elde edilemez. Ebedî ve değişmez hakikati bulmak ve ona bağlanmak lâzım. Herkesin aklı aynı olmadığı gibi, kendi aklımız da her zaman hep aynı akıl olarak kalmaz. Akıl aynı yerde durmaz, sürekli değişir ve gelişir. Biz kırk-elli yaşların geldiğimiz zaman, on beş yaşındaki aklımızla düşünmeyiz. Çünkü on beş yaşındaki aklımız, o yaşla birlikte bizi terk edip gitmiştir. O eski akıl, artık bize çok yabancı sayılır. O eski aklımızı zaten biz de pek beğenmeyiz. Bu kadar değişken olan bir şeyle ebedî ve değişmez olan hakikati nasıl bulacağız? Oysa kalbimiz, sabit ve değişmez hakikatlere bağlanma ihtiyacındadır. Bunu de bize ancak saf ve samimi bir iman sunabilir. Zaten iman, kalbin, her türlü şüpheden kurtulup, ebedî ve değişmez hakikate bağlanması demektir. İslâm’da şüphe yoktur, şüpheyi kesinlikle reddederiz.”

               Bu sözlerden sonra Aziz Efendi Nurettin Topçu’ya dönerek, ‘sizin vazifeniz, her sene on tane İslâm’ı bilen ve tatbik eden talebe yetiştirmektir. Bunu yapınız kâfi gelir’ der.

               Varlık meselesini sormayı zihninde geçiren Topçu, bu konuda ne düşündüğünü sormayı da ihmal etmez. İnsanın alemdeki yeri, hakikî varlık karşısındaki konumu ve anlamını nedir? sorusu da aklındaki problemlerdendir. Bu soruları sorarken, kendisini sanki bir nihilist tavırla sormuş gibi hisseder.

Abdülaziz Bekkine, meseleyi anlar ve anlatmaya başlar: “Allah ehattir ve samettir. Hakikî varlık bir tanedir. Diğer bütün varlıklar, onun iradesi ve yaratması ile zuhura gelmişler ve varlık kazanmışlar. Adına ister ‘yaratma’ deyin, ister ‘zuhur’ deyin, hepsi sonradan olmuş şeylerdir. Bir şey eğer sonradan olmuşsa, yine yok olacak demektir. Öncelik ve sonralık, zamanla ilgilidir ve yaratılmışlar için geçerlidir. Cenâb-ı Hakk’ın zamana da, mekâna da ihtiyacı yoktur. ‘Ezel ve ebed’ gibi deyimler onu tanıtmaya yetmez. Çünkü O “evveldir ve âhirdir”. Onu akıl yoluyla tarife kalkmak, çok yanlış ve tehlikeli bir yoldur. Allah, kendisini vahiy yoluyla nasıl tanıtıyorsa, o işte öyledir.”

Gece yarısı olmuş, ancak filozof Topçu ile Şeyh Aziz Efendi’de bir uyku ve yorgunluk gözükmez, Sırrı izinle uykuya dalmıştır. Her ikisi zinde, mutlu ve dinamik bir şekildedir. Müsaade istenir. Yolda Nurettin, bana ‘Sırrı, ben bu sohbete doyamadım, geri dönsek, Hoca’ya ayıp olur mu?” deyince, o da “Olur mu, olmaz mı, onu bilemem, ama yürü, şimdi evlere gidelim, başka bir akşam yine geliriz” der. (Emin Işık, Nurettin Topçu Çağdaş Bir Dervişin Dünyası, İstanbul 2019,109-111)

Âkil ile Ârif arasındaki ilişki günlerce, aylarca süren bitmeyen sohbetlerle devam eder. Nurettin Topçu, Sorbonne’dan aldığı felsefe doktorasında tamamlayamadığı yerleri ve boşlukları Aziz Efendi’nin hikmetli sohbetleriyle tamamlar. Ruhunun aradığı maneviyatı bulur. Ancak ayrılık geldiğinde Nurettin büyük bir boşluğa düşer. O, Abdülaziz Bekkine’nin vefatı üzerine yaşadığı hüznü ve ayrılığı derin bir üzüntüyle anlatır:

 “Ruhlarımızın önünde yürüyen o büyük varlığı kaybettim. Acılarım zamanın ve kaderin kollarıyla kucaklanmayacak kadar engindi. Onun bende şimdi muammâ olan son bakışında melek masumluğu ile ilâhî bir emir birleşmiş gibiydi. Hicap ile ihtarın bir bakışta böyle birleştiğini ömrümde görmemiştim. Peygamberane sakalının üstünde namütenahiye kolayca dalan o mavi gözler de kapadıktan sonra sahipsiz kalmıştım. Sanki hakikat ve aşk âleminden atılmış da gölgeler ve yoksul mücrimler dünyasına sığınmıştım…” (Nurettin Topçu Çağdaş Bir Dervişin Dünyası, 120)



366 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Emin Kişi ve İstikamet - 06/08/2021
Güvenilir mü’minin dili, küfür, lanet, kaba ve çirkin sözden uzaktır. Haya ve edep emin kimsenin şahsiyetini inşa eder.
Minberlere Ruh Veren Usta - 03/08/2021
Abdestli olarak eline aldığı ceviz ağacından üretilmiş kerestelerine şekil verir ve onlara ruh katar.
Güven dili ve hakikat - 29/07/2021
Güvenin olduğu hallerde fitne ve fesat yoktur. Güven zulmü yok eder, zâlimi hareketsiz bırakır.
İbrahim'in Yakarışı - 21/07/2021
İbrahim’in imtihanları yakarışlarının bir sınavıdır. Her dua ve yakarış İbrahim’i yeni bir imtihan ve mücadeleyle karşı karşıya bırakır.
Zaman ve Ezan - 21/07/2021
Akıllı ve başarılı kimse, ömrünü ve zamanını fayda üzerine kuran kişidir. O bilir ki; zaman, sahip olunan en değerli hazinedir.
Zaman ve Ezan - 07/07/2021
Zaman, hızlı geçen bir akıştır/süreçtir. Hız arttıkça zaman azalmaktadır.
Zamanın Kıyameti - 04/07/2021
Ömür, ilim, mal, beden, zamanla doğrudan ilişkilidir. Ömür insana ve varlığa faydalı ise, zaman bereketli geçmiş demektir.
Zamanın değeri(ni ölçmek) - 23/06/2021
Zamanı değerlendirmek, irade ve tercihle gerçekleşmektedir. Dikkat edilmesi gereken husus, her şeyi uygun bir vakitte ve yeri geldiğinde yapmaktır.
Büyük Sınav Konya İmam Hatip Okulu’na Gir(ebil)mek - 18/06/2021
Yetmişli yılların başında, sayısı 7 olan İmam Hatip Okulu sayısı 72 çıkmıştır.
 Devamı
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam118
Toplam Ziyaret148954
Etkinlikler
YENİ ÇIKAN ESERLER
                                               






                                             


                                               
                                                                                        
                                                      
                                                   
     





Yayımlanan Eserler


Sayıların Gizemi ve Tasavvufun Dinamikleri
Bayram Ali Çetinkaya
İnsan Yayınları


   İlkçağ Felsefesi Tarihi
Bayram Ali Çetinkaya 
İNSAN YAYINLARI









Yitik Bilgi ve Hikmet
Bayram Ali Çetinkaya





İslam Medeniyetinin Dinamikleri
Bayram Ali Çetinkaya
 İNSAN YAYINLARI



İrfan ve Hikmet Peygamberi 
Bayram Ali Çetinkaya
   İNSAN YAYINLARI
   



   Şems-Mevlana Dostluğu
     Bayram Ali Çetinkaya
     İNSAN YAYINLARI
      


Medine'den Medeniyete

Bayram Ali Çetinkaya
İNSAN YAYINLARI