• Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
Üyelik Girişi
Videolar

Yeni Yayımlanan Kitaplar

   

İsmail Haqqi His Life Works and Views
Bayram Ali Çetinkaya
İNSAN YAYINLARI

ibn rüşd (1. cilt) (uluslararası ibn rüşd sempozyumu bildirileri) doğu-batı ilişkisinin entelektüel boyutu ibn rüşd'ü yeniden düşünmek



ibn rüşd (2. cilt) (uluslararası ibn rüşd sempozyumu bildirileri) doğu-batı ilişkisinin entelektüel boyutu ibn rüşd'ü yeniden düşünmek




Dini ve felsefi metinler: Yirmibirinci Yüzyılda yeniden okuma, anlama ve algılama

Bayram Ali Çetinkaya(Editör)

Doğu-Batı: İki Dünyanın Buluştuğu Noktada Düşünce Günleri



İzmirli İsmail Hakkı
Bayram Ali Çetinkaya
 İNSAN YAYINLARI



15 TEMMUZ DESTANI
Bayram Ali Çetinkaya
bacetinkaya@hotmail.com
Âkif'in Hayat Safhaları (Safahat)
24/09/2020


 

 

İstiklal şairimiz Mehmet Âkif, eserleriyle olduğu kadar, hayat felsefesiyle de bir erdem modeli oluşturmaktadır. Şahsiyetli, izzetli, şerefli, onurlu, vakur, emin ve vefalı bir kişiliğe sahip olan Âkif, kendisine tevdi edilen vazifeler konusunda da oldukça hassas bir yapıya sahiptir.

Birinci Dünya Savaşı’nda kendisine Harbiye tarafından Berlin’de bir görev verilir. Bu çerçevede Teşkilat-ı Mahsusa içerisindeki üç kişiyle Almanya’ya gider. Bu dört kişi, Arapça olarak dünyadaki Müslümanları uyaracaklardır. ‘Almanya’da İtilaf ordularından esir alınmış yüz bin Müslüman vardı. Âkif, bu yüz bin kardeşine hakikati söylemek için’ Berlin’deydi. Döndükten sonra dostları ‘Berlin’de ne var? Ne oluyoruz’ diye kendisine sorunca, Âkif: “Berlin’e gittim, elçimiz Kur’ân’a tefsir yazıyor; İstanbul’a geldim. Fatih’te hocalarımız siyaset konuşuyor. Ne olacağız, artık anlarsın. (Berlin Hatıraları, Safahat’ın beşinci kitabı ‘Hatıralar’ olarak anlatılmaktadır.)

Âkif’in musiki, sanat ve güreşe düşkünlüğü vardır. Yakın dostu Neyzen Tevfik’ten ney dersleri alır. Bunun için her gün Fatih’teki Şekerci Han’ına gider. İki ay sonra bazı zorlu makamları çıkaramadığından dolayı üzülür. Daha sonra Neyzen Tevfik, Çukurçeşme’ye taşınınca, Mehmet Âkif, her sabah Sarıgüzel’deki evinden oraya gider.  Giderken birinin arkasından koşuyormuşçasına hızlıca yürür, kan ter içinde kalırdı. Ama o, bundan dolayı hiç şikayetçi olmadı. Nitekim ‘kolay, yumuşak, yakın’ gibi kelimeler, Âkif’in sevmediği sözcüklerdir.

Neyzen Tevfik’in kaldığı ‘handa bir türlü ney öğrenemediği bu bekar odası galiba o kadar da temiz bir yer değildir. Çünkü Âkif, bir gün bu odada yemek yerken, Neyzen Tevfik’in verdiği peşkire (havlu) alayla teşekkür eder: İstemem, üstüm kirlenir.” diye söyler. (Kuntay, Mehmet Âkif, 220)

               Âkif’in dostu ve onu, yakın(ın)dan bize anlatan Mithat Cemal Kuntay’a göre ‘halk dostluğu Âkif’in serveti, musiki sefahatıydı.’

               Çok farklı işleri ve görevleri kendisine vazife edinen Mehmet Âkif, bütün zamanını âdeta programlamıştı. O bir münevver, âlim, talebe, hoca, güreşçi, yüzücü, nesep ilmi uzmanı, ney üfleyen bir veteriner gibi hayatını verimli ve bereketli geçirmiştir. Şâirlik onun için, belki de tüm bunların toplamıydı:

               Mehmet Âkif; “Boğaziçi’nde yüzme yarışını kazanan; Çatalca’da güreşen, Veliefendi çayırında adım atlayan; Mütenebbî’yi, İbnülfarız’ı, Kur’ân’ı ezbere bilen; Hersek müftüsü Fehmi Hoca’yla İlm-i ensab! konuşan; Dağıstanlı Hâlis Hoca’yla Kitâbu’l-Kâmil’i hasbihal eden; Musa Kazım Hoca’yla Bedrettin’in Varidat’ını okuyan; sonra Emile Zola’nın romanlarında insan yığınlarının idaredeki kudretini seven ve münekkitlerin de bunu beğendiklerini görünce takdirindeki isabetle sevinen; sonra Halkalı Mektebi’nin bahçesinde ‘istiska-i batın’a uğrayan ineklerin karnından ‘trocart’la su alan; sonra ‘aruz’un orkestrasyonunu yapan Âkif, bir taraftan da nısfiye (kısa ney)üflüyordu.” (Kuntay, 223-24)

               Milli Şairimizin, Kur’ân’a ayrı bir ilgisi bulunmaktadır. Dönemindeki üstatlar içinde Ârapça’yı en iyi bilenlerden kabul edilirdi. Aslında Arapça’ya hâkimiyetinin ardında, Kur’ân’ı altı ayda ezberleyip hafız olması yatardı. Fatih camii imamı Arap Hafız’tan her gece akşamla yatsı arasında bir cüz okur, hıfzını dinletirdi. Mısır’da bulunduğu zamanlar, Ramazan’da Kur’ân’la teravih kıldırdı. Her vakit cemaat bulamayan Âkif, bazı zamanlar oğlu Tahir’i cemaat diye arkasına geçirip imam olurdu. Fakat hatimle kıldırılan bu teravih namazları uzayınca Âkif: ‘Bazen arkama dönüp bakıyordum, o da kaçmış diyordu”. O, Kur’ân tercümesi görevini uzun müddet sürdürdü ve tamamladı. Ama teslim etmedi… Kur’ân tercümesinden yorulduğu zaman Mesnevî okuyarak dinlendiğini söylerdi.

               Vefa ve sözünde durma konusunda çok hassas olan Mehmet Âkif, randevularına çok önem verir. Söz verdiği görüşmeye gelmeyenlerle arasına mesafe koyardı. Âkif ‘birine küstü mü, aleyhinde bulunmak için bile onu ağzına almazdı, unuturdu’. Artık o kişi, ‘darıldığı adam, görmediği, bilmediği, hiç tanışmadığı’ adam olurdu.

               Hayat felsefesini erdemler üzerine bina eden Âkif için, dört şey çok çirkin özellikti: Cimrilik, ikbal şımarıklığı, kibir, bir de maddi pislik. Mehmet Âkif’in onur, şeref, vakar gibi özellikleri, âdeta onunla bütünleşmiş vasıflar haline gelmişti.

               Bu özelliğini gösterin bir olay ders verirken yaşanmıştır: Acıbadem’deki köşkte Osmanlı üst yöneticilerinden Ratip Paşa’nın oğluna ders vermektedir. Ders için bir gün köşke gider. Talebesi Mehmet Ali Ratip onu bekletir, gecikir. ‘Köşkün ihtişamı, Âkif’in bekleyişini büsbütün acı bir şekle sokar.’ Onuruna düşkün olan Âkif, artık dayanamaz, ayağa kalkar ve hızlıca köşkten çıkmak için hareketlenir. Çıkarken salonun kapısında talebesiyle karşılaşır. Mehmet Ali Ratıp’a uzun uzun bakar. Bir şey söylemeden merdivenlere doğru yönelir.

Köşkün bir noktasında Mehmet Ali Ratıp ona yetişir; ve genç adam ki çocuk gibi küçülür, gözleri dolar. Mehmet Âkif, gencin ağlayarak yaptığı hatasını kabullendiğini görünce, şaşırır. Mithat Cemal olayı şöyle devam ettirir: ‘Bu genç adam bu kadar refahın içinde kendisi gibi bir ‘hiç’ten mi mahrum olmaya tahammül edemiyor, ağlıyordu. Evet madem ki birini kaybedeceğine birinin gözleri doluyor, o demin kibrini unutuyor, bir hiç oluyordu. Ve bu gözleri dolan çocuk artık onun ‘oğlu’dur’. Safahat’taki ‘Mehmet Ali’ye manzumesini, bu duygulu talebesine -Avrupa’ya tahsile gittiği zaman- yazar: “Bir nüsha-i kübra idin, oğlum, elimizde: Sen benden okurdun seni, ben senden okurdum. Yüksekliğin idrakini yorgun bırakınca, Kalbimle yetişsem diye, şairliğe vurdum.”

Hülasa, Mehmet Âkif’in hayatının her safhası, Safahat adlı eserinin bölümlerine (Yedi Safha) konu olmuş bir ‘Müslümanca düşünce’ oluşturma çabasıdır.



706 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Emin Kişi ve İstikamet - 06/08/2021
Güvenilir mü’minin dili, küfür, lanet, kaba ve çirkin sözden uzaktır. Haya ve edep emin kimsenin şahsiyetini inşa eder.
Minberlere Ruh Veren Usta - 03/08/2021
Abdestli olarak eline aldığı ceviz ağacından üretilmiş kerestelerine şekil verir ve onlara ruh katar.
Güven dili ve hakikat - 29/07/2021
Güvenin olduğu hallerde fitne ve fesat yoktur. Güven zulmü yok eder, zâlimi hareketsiz bırakır.
Zaman ve Ezan - 21/07/2021
Akıllı ve başarılı kimse, ömrünü ve zamanını fayda üzerine kuran kişidir. O bilir ki; zaman, sahip olunan en değerli hazinedir.
İbrahim'in Yakarışı - 21/07/2021
İbrahim’in imtihanları yakarışlarının bir sınavıdır. Her dua ve yakarış İbrahim’i yeni bir imtihan ve mücadeleyle karşı karşıya bırakır.
Zaman ve Ezan - 07/07/2021
Zaman, hızlı geçen bir akıştır/süreçtir. Hız arttıkça zaman azalmaktadır.
Zamanın Kıyameti - 04/07/2021
Ömür, ilim, mal, beden, zamanla doğrudan ilişkilidir. Ömür insana ve varlığa faydalı ise, zaman bereketli geçmiş demektir.
Zamanın değeri(ni ölçmek) - 23/06/2021
Zamanı değerlendirmek, irade ve tercihle gerçekleşmektedir. Dikkat edilmesi gereken husus, her şeyi uygun bir vakitte ve yeri geldiğinde yapmaktır.
Eğitim müfredatı/programı ve zekâ - 18/06/2021
Ortaokul, lise ve üniversite eğitimi, akıl ve erdem üzerine bina edilmelidir.
 Devamı
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam58
Toplam Ziyaret185880
Etkinlikler
YENİ ÇIKAN ESERLER
          


                                 






                                             


                                               
                                                                                        
                                                      
                                                   
     





Yayımlanan Eserler


Sayıların Gizemi ve Tasavvufun Dinamikleri
Bayram Ali Çetinkaya
İnsan Yayınları


   İlkçağ Felsefesi Tarihi
Bayram Ali Çetinkaya 
İNSAN YAYINLARI









Yitik Bilgi ve Hikmet
Bayram Ali Çetinkaya





İslam Medeniyetinin Dinamikleri
Bayram Ali Çetinkaya
 İNSAN YAYINLARI



İrfan ve Hikmet Peygamberi 
Bayram Ali Çetinkaya
   İNSAN YAYINLARI
   



   Şems-Mevlana Dostluğu
     Bayram Ali Çetinkaya
     İNSAN YAYINLARI
      


Medine'den Medeniyete

Bayram Ali Çetinkaya
İNSAN YAYINLARI