İmam Hatip Lisesilerin tarihi oldukça eskidir. Cumhuriyet döneminde önemli görevler üstlenen ve binlerce öğrenci yetiştiren bu okullar, başlangıçta çok sahiplenilmemiş, ‘garip’ liseler olarak varlıklarını çok zor şartlarda sürdürmüşlerdir. Bu liselerin sayıları konusunda, belirli ön yargılar neticesinde çok tartışmalar çıkmıştır. Yeni İmam Hatip Liselilerinin açılması, geçmiş dönemlerde ‘memleket meselesi’ olarak görüldüğünden dolayı, oldukça güç olmaktadır.

            İşte o İmam Hatip Liseleri’nden birisi de Konya’nın ilçesi Yunak İmam Hatip Lisesi’nin açılması hikayesidir. Abdullah (Kılınç) Amca, kendisine ait olan oldukça geniş olan bir arsayı, bu mümtaz okulun ilçede açılması için bağış yapmak ister. Yakınlarından bazıları, onun değerli ve geniş arsayı bağışlamasını engellemek için ona baskı yaparlar. Ancak kararlı ve inançlı bir Anadolu insanı olarak Abdullah Amca, bu konuda hiç kimseyi dinlemez. Söylenenlere de karşılık vermekten de çekinmez. İtiraz edenlere ‘Ben kazandım vereceğim, siz kazanın vermeyin’ diyerek son sözünü söyler.

            Oğlu Remzi’yi çağıran Abdullah Amca, ona bir dilekçe yazmasını söyler. O da, ilim Yayma Cemiyeti Başkanlığı’na, mevcut arsalarını İmam Hatip Lisesi yapmak amacıyla babası tarafından bağışlayacağına dair bir mektup dilekçe yazar.  Aradan bir süre geçince, bir gün, Yunak’ın karşı yakadan bakan ikinci büyük Kurşunlu Dağı’nın eteklerinde bulunan tarlasında çalışırken, otomobille bir heyet Abdullah Amca’nın yanına gelir. ‘Abdullah Kılınç siz misiniz?’ sorusu karşısında kendisini tanıtır. O dilekçeyi kim yazdı? dediklerinde oğlu Remzi, kendisinin yazdığını söyler. Dilekçedeki yazısından dolayı Remzi’yi tebrik ederler.

            Heyetin arabasıyla ilçeye dönen Abdullah Amca, ilçe müftüsü Süleyman Tanrıkulu’yu da çağırtır. Hep birlikte kaleme alınan sözleşme ve akabinde arsanın mülkünün/tapusunun İmam Hatip Lisesi’ne devri yapılır. Tapuya mevcut arsanın ‘İmam Hatip Lisesi’ yapmak koşuluyla şerh düşülür. Böylece arsa başka kişi veya kurumlara devredilmeyecek, İmam Hatip Lisesi dışında başka amaçlar için kullanılamayacaktır.

            Kısa sürede başlayan İmam Hatip Lisesi inşaatı, birinci katının tamamlanmasıyla önemli bir aşamaya gelir. Ancak, inşaat ilerlemeyememektedir. Bu arada İmam Hatip Lisesi açılmasının kararı çıkmamaktadır. Bu durum uzun bir süre devam eder. Bir gün ilçe Müftüsü Süleyman Tanrıkulu, Abdullah Amca’ya bir teklifle gelir.  Teklife göre, ilçede İmam Hatip Lisesi arsası ve binası, Milli Eğitim Bakanlığı’na devredilirse, devlet okulun inşaatını tamamlayacaktır. Böylece ilçeye lise de açılabilecektir.

Müftü’nün ‘çevrede lise yok, gençler okumak için yakın ilçe Akşehir’e gidiyor, hiç olmazsa o açılsın’ teklifine Abdullah Amca, ‘her ikisi de lise, açılsın da normal lise açılsın önemli değil. Fark etmez ha o okul ha bu okul’ diyerek olumlu cevap verir.

Böylece Abdullah Amca, tapuyu Milli Eğitim Bakanlığı’na ait olacak şekilde devreder. İkinci kat kısa sürede devlet tarafından bitirilir. Ve lise açılır. 1975 yılında Yunak Lisesi açılır. İmam Hatip Lisesi ise, daha sonra bir iki yıl içerisinde 1977 yılında açılır. Abdullah Amca’nın oğlu Mehmet de, açılması geciken Yunak İmam Hatip Lisesi’nin ilk mezunlarından olur.

Eski ve köhne binalarda uzun müddet eğitimini sürdüren İmam Hatip Lisesi ve yurdu, sonradan yapılan bina ve yurtlarıyla çağdaş eğitim koşullarına ulaşır.

Yunak Lisesi Müdürlüğü ve İmam Hatip Lisesi’nde müdür yardımcılığı görevlerinde bulunan Tacettin (Çetinkaya) Amcam (Konya İHL mezunu), ilk kuruluş hamlesi ve çabasını şu cümlelerle anlatmaktadır:

“Yunak’ta ilk imam hatip girişimi 1974 CHP-MSP Koalisyon Hükümeti'nin koalisyon protokolüne Erbakan Hocamızın ‘Manevi Kalkınma Hamlesi’ çerçevesinde imam hatip okulları ve Kur'an kurslarının açılması maddesi neticesinde oluştu.

Dönemin Milli Eğitim Bakanı Mustafa Üstündağ ‘Bana getireceğiniz her bina için imam hatip kadrosu veririm’ demişti. Gerçekten de sözünü tuttu.

Bina inşaatı bu süre içerinde başladı ama tamamlanamadı.

Sonraki Milli Cephe hükümetlerindeki AP'li bakan yeni imam hatiplere izin vermedi.

Erbakan Hoca o koalisyonlar döneminde Ağır Sanayi Hamlesi çalışmaları üzerine yoğunlaştı.

Erbakan'ın tarzı bir şeyleri başlatıp yol açmak, Devlet'in 5'er yıllık kalkınma planlarına koymak, bu suretle her hal ü karda devlet politikası sürecine sokmaktı.

Çünkü Manevi Kalkınma Hamlesini Dördüncü Beş Yıllık Kalkınma Planına sokmuştu.

Yunak'ta ilk İmam Hatip Lisesi, Hükümet Konağı'nın karşısındaki Atatürk İlkokulu'nda açıldı. Sonra eski ortaokulu binası olan şimdiki yerine taşındı.

İlk İmam Hatip Lisesi’nin açılışında adını tam olarak hatırlayamadığım Müftü Hatipoğlu öncülük etti, çok gayreti oldu. Her şeyiyle o ilgilendi.

Sonraki imam hatibin kurulmasında İmam Hatip Lisesi Müdürü Mustafa Dadan emektardı.

Şimdiki yerin tamiri ve kullanılabilecek hale gelmesi için herkes destek verdi.

Dönemin CHP'li belediye başkanı Hacı Telis hem destek oldu hem de torunlarını da bu okula verdi. Ayrıca CHP İlçe Başkanı Mustafa Karakoç ile AP İlçe Başkanı Mustafa Kutlu çocuklarını İmam Hatip lisesine kaydettiler.

MSP İlçe Başkanı Hasan Ürün, AP İlçe Başkanı Mustafa Kutlu, CHP İlçe Başkanı Mustafa Karakoç, MHP İlçe Başkanı Mehmet Ulusoy siyasi farklılığı bir tarafa bırakarak imam hatip derneği toplantılarına katılmışlar ve destek vermişlerdi.

Ben şahit oldum bu çalışmalara.

Çünkü Yunak'tan 1965'te ilk defa İmam Hatip Lisesi’ne giden iki kişi idik ben ve kardeşim Hasan. İmtihanla girmiştik.

Örnek çocuklardık. Millet bize gıpta ediyordu. Bunu hissediyorduk. Sonra Doğanhisar gibi ilçelerde açılınca gidenlerin sayısı arttı.

Yunak'ta İmam Hatip Lisesi açılması fikri başlamıştı.

Bizim Land Rower jibimiz vardı. Ben sıralarda üniversite öğrencisi idim. Ahmet (Yüksel) Çavuş'u bir heyetle köylerde yardım toplamaya götürmüştüm.

Aslında İmam Hatib’in yeri Lise’ye verilmişti ama sonradan Lise’nin yeri de İmam Hatib’e geçmiş oldu.”