Doğu'dan Batı'ya Düşüncenin Serüveni
İnsanlığın ortak hazinesi olan ilim, insanlık tarihi boyunca bazen Doğu toplumlarından Batı'ya, bazen Batı toplumlarında Doğu'ya taşınarak zenginleşmiş büyümüş. Bir medeniyetten diğerine her geçtiğinde üzerine bir şeyler eklenmiş. Belki de Peygamber Efendimizin 'İlim ve hikmet müminin yitik malıdır, nerede bulursa alır' Hadis-i Şerifi de buna işaret ediyordur. İnsan Yayınları oldukça kapsamlı ve önemli bir çalışmayla düşüncenin Doğu'dan Batı'ya kat ettiği yolları göz önüne sermeye karar vermiş. 'Doğu'dan Batı'ya Düşüncenin Serüveni' ismini taşıyan bu proje 10 ciltten oluşacak. Yaklaşık 400 düşünür, filozof ve akım/ekolü yazılacak. Projenin Yayın Yönetmeni olan Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya hem Doğu hem Batı düşüncesini içeren kitapların olmadığını, projenin kapsamı açısından dünyada bir ilk olacağını söylüyor ve eserin bir ansiklopedi değil düşünce ve tefekkür tarihi olduğunun altını özellikle çiziyor. Batılı paradigmanın felsefe ve hikmeti, Antikçağ Yunan Düşüncesiyle başlattığını ifade eden Çetinkaya, kitabın bu dogmanın yıkılması noktasında da önemli olduğunu düşünüyor. Prof. Bayram Ali Çetinkaya ile 1 yıl içinde bitirilmesi hedeflenen kitabı konuştuk.
Doğu'dan Batı'ya düşüncenin serüvenini anlatacak bu proje nasıl ortaya çıktı?
İnsan Yayınları arasında çıkacak olan bu on ciltlik eser, akademik ve entelektüel dünyamızda bir ihtiyacın sonucunda ortaya çıktı. Bu projeden önce, 2008 yılında Sivas'ta Uluslararası Doğu-Batı İlişkisinin Entelektüel Boyutu İbn Rüşd Sempozyumu'nu gerçekleştirmiştik. Yurt içi ve yurt dışında 100'ün üzerinde bilim insanı katılmıştı. Bu sempozyum 2 cilt halinde yayınlandı. Akabinde İstanbul'da Sultanbeyli Belediyesi'yle düzenlediğimiz, on beş ülkeden yüze yakın akademisyen-araştırmacının katıldığı Dini ve Felsefi Metinler: 21. Yüzyılda Yeniden Okuma, Anlama ve Algılama Uluslararası Sempozyumu da iki cilt olarak yayınlandı. Ve son olarak ülkemizin önde gelen yirmi üç akademisyeniyle ortaya koyduğumuz iki ciltten oluşan bin sayfalık İslam Felsefesi Tarihi çalışmaları, bizi Doğu'dan Batı'ya Düşüncenin Serüveni isimli çalışmayı ortaya koymanın gerekliliğini gösterdi.
YOLCULUK MISIR'DAN BAŞLIYOR
Projede Doğu ile kastedilen İslam Dünyası mı yoksa Uzak doğu toplumlarını da kapsıyor mu?
Çalışmanın ismindeki Doğu ve Batı kavramları, Edward Said'in klasikleşmiş eseri Oryantalizm'de sunulduğu gibi, kategorik (oryantalist) bir tanımlama değil. 2500 yıllık düşünce ve hikmet geleneğinin Farabi'nin de dediği gibi, coğrafi anlamda Doğu'da Babil ve Keldanilerle başlamasını ifade ediyor. Aynı zamanda bu Doğu, önemli medeniyet havzaları olan Çin ve Hint'i de kapsıyor. Batılı paradigma felsefe ve hikmeti, genellikle Antikçağ Yunan Düşüncesiyle başlatmayı bir dogma olarak görmüştür. Doğu'dan gelen hikmetin yolculuğunu Mısır üzerinden Yunan'a oradan tekrar Doğu'ya, yani İslâm Dünyası'na geçişini ifade etmek amacıyla esere böyle bir ismi uygun gördük.
Projede 150 civarında yazar ve akademisyen var. Bu isimler nasıl belirlendi?
Bu küresel çalışmayı kaleme alacak müellifler konusunda seçici bir usul takip ettik. Eserde yaklaşık 400 düşünür, filozof ve akım/ekolü yazılacak. İlgili düşünür ve filozofu yazacak kişinin, o konuda yüksek lisans, doktora, doçentlik, profesörlük yapması veya müstakil çalışması (donanımlı ve uyumlu) olmasına dikkat ettik. Çalışmayı gerçekleştireceğimiz yazar kadromuz, Türkiye'nin ilmi ve entelektüel potansiyelinin önde gelen isimlerinden oluşuyor.
ANSİKLOPEDİ DEĞİL DÜŞÜNCE TARİHİ
Kitap İslam Ansiklopedisi gibi madde madde şeklinde mi hazırlanacak?
Kitap, on ciltten/bölümden oluşan bir eser. Her cilt bölümün uzmanı bir editör ve editör yardımcısı tarafından çalışılacak. Eser, aslında insanlığın düşünce ve tefekkür tarihini ortaya koyan bir yapıt olarak tasavvur edilebilir. Bu çalışma bir ansiklopedi değil. Bunun üzerine özellikle vurgu yapıyoruz. Eser, bir düşünce ve tefekkür tarihi. Her başlık için en fazla 20 sayfalık bir bölüm ayrılacak. Beş cilt Batı Düşüncesi ve beş cilt Doğu-İslam Düşüncesi şeklinde çalışılmasının faydalı olacağını düşünüyoruz. Her cilt yaklaşık 600 sayfadan oluşacak. İçerikle ilgili şöyle bir yöntem izleyerek bütünlük konusundaki sıkıntıları en aza indirmeyi hedefliyoruz: Hayatı ve Eserleri (1 sayfayı geçmeyecek), Düşüncesinin kaynakları ve etkilendikleri düşünür ve fikirler, Düşünce Sistemi, Özgünlüğü, Etkileri, Değerlendirme. Kitap kesinlikle bir biyografi ve kişiyi tanıtımı olmayacak. Yazıların bilgi ve malumat verici bir ansiklopedi maddesinden ziyade, makale formatına yakın olmasını istiyoruz. Kullanılacak dil akademik olmakla birlikte, mümkün olduğunca sade olmasına özen gösteriyoruz.
Hazırlanması ne kadar sürecek?
Çalışmaya başladık. Şu anda ilk beş cildin (Batı Düşüncesinin) yazar kadrosuyla birebir görüşmeler tamamlandı. Bir yılda bitirmeyi hedefliyoruz. Yani şu an hedefimiz 30 Temmuz 2014'te bitirmek. Bitirme süresi konusunda hassasız. Bu hassasiyetimiz, eserin savsaklanmasına ve geciktirilmesine yönelik olumsuzluklarının önüne geçilmek için aldığımız bir tedbir. Zaten profesyonel bir çalışma da bunu gerektirir.
DÜNYADA BENZERİ YOK
Bu projeye benzer başka çalışma var mı? Kültür dünyamıza ne katacak?
Türkiye'nin ekonomik, iktisadî ve sosyal alanlarındaki gelişmişlik düzeyi karşısında, bu eser, entelektüel sahadaki sıçramaya vesile olacak ciddi ve profesyonel bir çalışmayı hedefliyor. Nitekim bu eser, evrensel/küresel bir çalışma. Bildiğimiz kadarıyla, sınırları ve kapsamı bu genişlikte olan bir çalışmanın ne Batı dünyasında ne de Doğu İslâm dünyasında bir örneği yok. Evet, Batı'da Batı felsefe ve düşüncesiyle ilgili yüzlerce ciltlik çalışmalar var ancak hem Batı'yı hem de Doğu'yu bu kadar kapsamlı bir şekilde ele alan bir çalışma bulmak zordur. İslâm dünyasında ise, M. M. Şerif'in hazırladığı İslâm Düşüncesi Tarihi (İnsan Yayınları) isimli eseri bulunuyor. Bugün dahi bir referans kaynağı olan bu eser, maalesef güncelliğini önemli ölçüde yitirmiş durumda. O da sadece İslam Düşüncesiyle sınırlıdır. Dolayısıyla böyle bir çalışmayı öncelikle ülkemiz insanına, sonra İslâm Dünyasına ve nihayetinde bütün dünyaya takdim etmeyi amaçlıyoruz.
Bu projenin özgün bir yönü de Türkiye içindeki akademisyenlerce kaleme alınacak olması. Yaşadığımız ülkenin ilmi ve entelektüel potansiyeli, böyle bir çalışmayı gerçekleştirebilecek bir kapasitesinin olduğunu bize gösteriyor. Ülkemizde bu kadar geniş bir akademisyen kadrosuyla ilk defa Batı Düşüncesi, filozofları ve felsefe ekolleriyle birlikte ele alınıyor.
EMETİ SARUHAN (Yenişafak) | 13 TEMMUZ 2013, 13:18