• Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
Üyelik Girişi
Videolar

Yeni Yayımlanan Kitaplar

   

İsmail Haqqi His Life Works and Views
Bayram Ali Çetinkaya
İNSAN YAYINLARI

ibn rüşd (1. cilt) (uluslararası ibn rüşd sempozyumu bildirileri) doğu-batı ilişkisinin entelektüel boyutu ibn rüşd'ü yeniden düşünmek



ibn rüşd (2. cilt) (uluslararası ibn rüşd sempozyumu bildirileri) doğu-batı ilişkisinin entelektüel boyutu ibn rüşd'ü yeniden düşünmek




Dini ve felsefi metinler: Yirmibirinci Yüzyılda yeniden okuma, anlama ve algılama

Bayram Ali Çetinkaya(Editör)

Doğu-Batı: İki Dünyanın Buluştuğu Noktada Düşünce Günleri



İzmirli İsmail Hakkı
Bayram Ali Çetinkaya
 İNSAN YAYINLARI



15 TEMMUZ DESTANI

Anasayfa

Bencil için varsa yoksa kendisidir. Başkaları onun için üzerindeki düşünülecek ve durulacak bir mesele değildir. Varoluşunu kendisiyle gerçekleştirdiğini zanneden/inanan zavallı, her daim nefsini ve benliğini kutsamak ve kutsallaştırmakla meşguldür. Allah korkusundan nasiplenmeyen, kendisine tapınan egoist, büyüklük hastalığına yakalanmış bir günahkâr adayıdır. Cehennem bu tür kimseler için “ne kötü bir” mekândır. “Böylesine ‘Allah'tan kork!’ denilince benlik ve gurur kendisini günaha sevk eder. (Ceza ve azap olarak) ona cehennem yeter. O ne kötü yataktır!” (Bakara, 206) Hz. Mevlânâ’nın benliği merkezi alarak, insanların yaptığı ayrıştırma konusundaki sözleri bize yol gösterir niteliktedir: Beri gel, beri ! Daha da beri ! Niceye şu yol vuruculuk ? Mademki sen bensin, ben de senim, niceye şu senlik benlik..
15.10.2022
Samimiyetin zıddı olan riya, çok yüzlülük gibi bir rezaletin ortaya konmasıdır. Yine riya, hiçbir değer ve ilke gözetmeden, çıkar ve menfaat girdabında sanal kişisizliklerin vasfıdır. Din ulularının en çekindiği erdemsizliklerden olan riya, münafıklığın emarelerini bünyesinde taşır. Gösteriş ve sefihlerle tartışarak şöhret kazanıp toplumun dikkatini üzerinde toplamak için ilimle uğraşanlar, ebedî âlemin nimetlerinden mahrum kalacaklardır. Efendimiz (s) “hüzün kuyusundan Allah’a sığının” diye uyarır. Bu kuyunun ne olduğu sorulduğunda “cehennemde bir vadidir; o vadiden her gün yüz kere Allah’a sığınırım” diye cevap vermiştir. Orada kimlerin gireceği sorulduğunda, “amellerinde riya yapan kurrâlar girecektir! diye mukabele bulunur. (Tirmizî, Zühd 48, (2384)
14.10.2022
Bilinmeyenin ardına düşmemek İslâmî bir haldir. Zira kulak, göz ve gönül bu halin sonuçlarından mesuldürler. Bütün duyulanların hakikat olarak sunulması, yalancıların yolunu kolaylaştırmaktan başka bir işe yaramaz. “Bilmediğin bir şeyin ardına düşme. Çünkü kulak, göz ve gönül bunların hepsi ondan sorumludur.” (İsra, 36) “Her işittiğini söylemek, insana yalan olarak yeter.”(Hucurat,12) Yine yalanın zanla olan bağlantısı unutulmamalıdır. Kötü zanda bulunmak, Hz. Peygamber’in (s) dilinde “sözlerin en yalanıdır.” “Zandan sakının, çünkü zan, sözün en yalanıdır” (Buhârî, Vesâyâ, 8; Nikâh, 45; Müslim, Birr, 38; Tirmizî, Birr, 56) Gerçek Müslüman, zan ve yalanın bir üst sınırı olan iftira karşısında sükût edemez. Peygamberlerin maruz kaldığı ağır ithamlardan birisi, iftiradır. İftira durumunda mümin “bu apaçık bir iftiradır” diyebilme yürekliliğini her daim gösterebilmelidir. İyi ve güzel zanna gelince, aksine bu imanın habercisidir.
13.10.2022
Samimiyet ve sadakatten beslenmemiş her türlü ibadet ve iyilik/hayır, yapılmamış hükmündedir. Çünkü orada riya, gösteriş, çıkar ve yaranma söz konusudur. Saflığı bozan ve yozlaştıran her türlü faaliyet, arınmanın içtenliğine muhtaç kalacaktır. İyi niyet ve halis niyetten uzak kalan eylem; şirk (Allah’a ortak koşmak), nifak (ikiyüzlülük), riya (gösteriş) ve süm’a (ibadetlerini halka duyurma) gibi erdemsizliklerin cenderesinde buharlaşır. İslâm’la özdeşleşen bir olgu olarak ihlâs; şirk ve riyadan, batıl hurafelerden, kötü duygulardan çıkar ve gösterişten kalbi arındırmayı ifade eder. Arındırma ve saflaştırma, Var Eden’in rızasıyla zirveye ulaşır. Kardeşinin kendisine yönelik konuşmasından ve eyleminden güvenlik içinde bulunan Müslüman, buna karşılık o da kardeşinin elem ve kederlerinden dolayı hüzünlenir; onun acılarına ortak olur. Yanlışlıklarda uyarır, güzellikler ve hayırlarda teşvik eder, yüreklendirir.
12.10.2022
Karşılıklı olan maddî ve manevî ilişkiler, çıkar ve faydalar üzerinden yürümemelidir. Nasıl ki, Rahman’la ilahî akitleşme, ebedî mutlak bir sorumluluğu gerektiriyorsa, insanlarla olan karşılıklı ilişkiler de, faydanın elde edilmesiyle son bulmamalıdır. Bugün yapılan erdemsizliklerden olan vefasızlık, toplumda gönül yıkıntılarıyla neticelenmektedir. “İşi bittikten sonra”, bir daha arayıp sormamak ve bağı koparmak sosyal bir hastalık haline geldi.
10.10.2022
Diliyle Müslüman olup da, kalbiyle imanın lezzetinden yoksun olanlar, müminleri üzmemeli, ayıplamamalı ve onların noksanlarını araştırmamalıdır. Eksikleri ve ayıpları araştırmayı kendisine vazife edinenleri, Allah iki cihanda pişman ve perişan ederek utandırır. Müslüman kardeşinin ayıbını ortaya çıkaranı, Mevlâ da, o kimseyi evi gibi herkese açık olmayan yerde bile olsa rezil eder, insanların yüzüne bakamaz hale getirir. “Ey diliyle Müslüman olup kalbiyle işlememiş olanlar gürûhu! Müslümanları üzmeyin onları ayıplamayın ve onların kusurlarını araştırmayın Şu bir gerçektir ki; her kim müslüman kardeşinin ayıbını araştırırsa Allah da onun ayıbını meydana çıkarır ve Allah her kimin ayıbını meydana koyarsa evinin içinde bile olsa onu kepaze eder.” (Tirmizi) Başkalarının ayıp, eksik, kusur, hata ve günahlarını araştırmayan, görmezlikten gelen ve örtenleri, Hakk Teâlâ, insanlığın ebedî hayatının başlayacağı günde, noksanlıklarını ve yanlışlarını kapatır, örter.
09.10.2022
İnsanların artık sanal değil gerçek âlemleri olan internet ortamındaki (sosyal medyadaki) retoriği ise, seviyesiz bir şekilde her türlü edep ve saygı sınırları aşan bir hal arz etmektedir. İçerisinde aşağılama, tahkir, küfür, hakaret, iftira ve gıybeti barındıran bu ortam, ne yazık ki, toplumsal düzeyin de bir fotoğrafını gözler önüne sermektedir. Sufilerin “hazret-i insan” dedikleri insan, kitle iletişim araçlarında adeta kural tanımayan “yabanî bir hayvan” gibi vahşileşme halini yaşıyor. Gönül kırmaların sıradanlaştığı herkese açık olan bu ortamlarda, tüm aile mahremiyetleri, toplumsal bir ekran gibi ifşa ediliyor. Sosyal medyaya bağımlılık, o dereceye ulaşmış ki, camide namazların arasında ve Cuma vaktinde hutbe okunurken dahi, cep telefonlarıyla uğraşan insanlar sanal dünyadan ayrılamıyorlar. Sanal dünyanın tüm gerekliliklerini yerine getirerek göz, ruh ve kalpleriyle telefon ekranlarına kilitleniyorlar. Ne yazık ki, bu durum, içinde bulunduğumuz dünyevileşmenin boyutlarını da ortaya koyuyor.
08.10.2022
Kızgınlıklarımız bizi, erdemli olmaktan uzaklaştırmamalı ve başkasına hakarete dönüşmemelidir. Başkalarının sövgü ve hakaretleri, bizleri aynı seviyesiz duruma düşürerek öfkenin kurbanları haline düşürmemelidir. Bu hale yolculuklarda rastlanmaktadır. Şehir içi veya şehirlerarası seyahatlerde sıkça karşılaşılan hususlardan birisi de, insanların birbirini dinlemeden ve anlamadan saygısızca davranıp hareket etmeleridir. Erkeklerin, hatta kadınların bile ağza alınmayacak küfürleri dillerinde düşürmemeleri, gönülleri yaralayan hususlardandır. En kötü tarafı da, küfür ve sövgülere, gözleriyle şahit olan, kulaklarıyla bu kem sözleri işiten taze beyinlerin, yani çocukların aynısı yapma alışkanlıklarını ediniyor olmalarıdır. Yapılan her küfür ve hareket, o tertemiz zihinleri kirletmektedir. Toplu taşım araçlarındaki (otobüs, uçak, metro, tramvay, vapur…) saygısız, kaba tavır ve davranışlar, gerçekten yüz kızartacak boyuttadır.
07.10.2022
Gıybet, nefsin güzel gösterdiği ve haz aldığı bir fiildir. İnsanlar, gıybetin zararlı ve azarlanmış/kınanmış bir kötü fiil olduğu bile bile yine de gıybet etmekten kendilerini alamazlar. Bu çerçevede “Falancanın boyu kısadır” diyen birisine, Allah’ın Resulü (s), “bu sözün denize atılsa, denizi kokutur” buyurdu”. (Tirmizi) Gıybet ve benzeri şer fiillerden uzak olanlar, nihayetinde Efendimiz’le (s) birlikte Ahirette komşu ve yoldaş olacaklardır. “Bir kimsenin malı az, çoluk çocuğu çok, namazı güzel olursa ve müslümanları gıybet etmezse, kıyamette onunla yan yana oluruz.” (Hatib) Şu halde, Allah, bu marazî hali neden haram kılmıştır? Bu haram kılınmada elbette birçok sır ve hikmet bulunabilir. Bunların en önemlilerinden biri, gıybetin insani ilişkileri zafiyete uğratması ve kişiler arası güven bunalımlarına sebep olmasıdır. Gıybet toplumsal ve çevresel barış ve birliği zedeler. Ama insanların gıybet ederken büyük bir nefsanî haz aldıkları da aşikârdır.
06.10.2022
“Kim bir mümini bir münâfığa (gıybetçiye) karşı himâye ederse, Allah da onun için, Kıyamet günü, etini cehennem ateşinden koruyacak bir melek gönderir. Kim de müslümana kötülenmesini dileyerek bir iftira atarsa, Allah onu, Kıyamet günü, cehennem köprülerinden birinin üstünde, söylediğinin (günahından temizlenip) çıkıncaya kadar hapseder.” (Ebû Dâvud, Edeb 41, hadis no: 4883, 4/270) İftira olma ihtimali olan duyumlar, ciddiye alınmamalıdır. Bu tür ithamları işitenlerin, hüsnü zan besleyerek bunun “iftira” olduğunu söylemeleri hayırlı bir davranıştır. Kesinliği olmayan bilgileri ve dedikoduları, doğruluğunu kontrol etmeden yaymak, onu yapanlar kadar kötü bir davranıştır. Aslolan, söylenenleri yaymak değil, kötülükleri ve günahları örtmek olmalıdır. Bilinmeyen mevzuların arkasına düşmemek, bunu bir vazife (!) gibi telakki etmemek gerekir.
05.10.2022
 4  ...
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam32
Toplam Ziyaret148553
Etkinlikler
YENİ ÇIKAN ESERLER
                                               






                                             


                                               
                                                                                        
                                                      
                                                   
     





Yayımlanan Eserler


Sayıların Gizemi ve Tasavvufun Dinamikleri
Bayram Ali Çetinkaya
İnsan Yayınları


   İlkçağ Felsefesi Tarihi
Bayram Ali Çetinkaya 
İNSAN YAYINLARI









Yitik Bilgi ve Hikmet
Bayram Ali Çetinkaya





İslam Medeniyetinin Dinamikleri
Bayram Ali Çetinkaya
 İNSAN YAYINLARI



İrfan ve Hikmet Peygamberi 
Bayram Ali Çetinkaya
   İNSAN YAYINLARI
   



   Şems-Mevlana Dostluğu
     Bayram Ali Çetinkaya
     İNSAN YAYINLARI
      


Medine'den Medeniyete

Bayram Ali Çetinkaya
İNSAN YAYINLARI