• Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
Üyelik Girişi
Videolar

Yeni Yayımlanan Kitaplar

   

İsmail Haqqi His Life Works and Views
Bayram Ali Çetinkaya
İNSAN YAYINLARI

ibn rüşd (1. cilt) (uluslararası ibn rüşd sempozyumu bildirileri) doğu-batı ilişkisinin entelektüel boyutu ibn rüşd'ü yeniden düşünmek



ibn rüşd (2. cilt) (uluslararası ibn rüşd sempozyumu bildirileri) doğu-batı ilişkisinin entelektüel boyutu ibn rüşd'ü yeniden düşünmek




Dini ve felsefi metinler: Yirmibirinci Yüzyılda yeniden okuma, anlama ve algılama

Bayram Ali Çetinkaya(Editör)

Doğu-Batı: İki Dünyanın Buluştuğu Noktada Düşünce Günleri



İzmirli İsmail Hakkı
Bayram Ali Çetinkaya
 İNSAN YAYINLARI



15 TEMMUZ DESTANI

Anasayfa

Emanetlerin ehline verilmesi esastır. Liyakat, kabiliyet ve yetenekleriyle birlikte erdemli kimselerin, verilecek vazifelerde muhatap alınması gerekir. Layık olmadıkları halde yakın, akraba, dost ve arkadaşlarını önceleyerek görevlere getirmek, meşru bir tutum değildir. Belirli görevlere liyakat sahiplerini getirmek ve atamak, nasıl bir emanetleri ehline vermek ise, vazifelere tayin etme işi de bizatihi bir “emanet”tir. Ehli tarafından yapılmayan vazifeler, adaletsizliğin ortaya çıkarak zulme sebep olur. Adaleti yerine getirmek de bir emanet olduğuna göre, vazifelerin dağıtılmasında hassas davranmak gerekir. Emin ellerde olmayan makam ve mevkiler; hak, hukuk, adalet, liyakat, kabiliyet ve yetenek vasıflarından uzaklaşarak o müesseselerin zayıflamasına, verimsizleşmesine ve kapatılmasına yol açar. Vazifelerin dağıtılmasında/verilmesinde azami başarı ve kazanımı elde etmek için donanımlı, emin ve erdemli özelliklerle bezenmiş kimseler tercih edilmelidir.
04.10.2022
Yalana ruhsat verilen yerler de vardır elbette. Hz. Peygamber (s), insanların pervanenin ateşe kendisini atması gibi, insanların yalan deryası içine kendilerini atmalarına bir anlama veremez. O, yalan söylemeye izin verilen yerleri belirterek başka yanlışlıkların yapılmasına müsaade etmez. İkazlarında ise, fert ve toplumun maslahatını düşünerek, cemiyet faydasını esas alır. Aile kurumunun sarsılmaması, gönül kırılmalarına sebep olunmasın diye erkeğin, hanımına yalan söylemesi de bunlardandır. Ancak burada şunu belirtmek gerekir ki, eşlerin birbirlerini aldatma, meşru olmayan nikâh dışı ilişkileri gibi İslâm’ın emir ve yasaklarını çiğneyen hususlarda yalana asla yer yoktur, olamaz da. Savaş halinde, harbi kazanmak amacıyla yalan söylenmesine izin verilmiştir. Bir de son olarak iki dargın Müslüman arasındaki soğukluk ve iletişimsizliği gidermek için hakikat dışı ifadelerde bulunabilir.
03.10.2022
Öğrenciler, hocalarına karşı lakayt iken, hocalar da öğrencilerle yeterince ilgilenmemektedir. Öğrenci hocasıyla resmî münasebeti sona erince, bir daha hocasına arama, hal-hatır sorma girişiminde bulunmamakta, hocasını tamamen unutmak istemektedir. Tersi durumlar da söz konusudur. Yıllar geçtikten sonra hocasını arayıp fakültesini ziyaret edenler olduğu gibi, kendisine nice emekleri geçen üstadının adını bile zikretmekten kaçınanlar vardır. Bir diğer üzücü durum ise, öğrencinin hocası hakkında, hatta bilimsel yetersizliği açısından kınanacak kırıcı ifadelerde bulunmasıdır. Hakikatte, herkes kendi işini en güzel şekilde yapmalıdır. Yapmayan bunun diyetini ödemekle karşı karşıya kalacaktır. Her şeye rağmen, hocalara saygı, ancak onlarla irtibatı sürdürmekle mümkün olacaktır. Eğitim aldığı zamanlarda öğrenci, hocasına onu üzecek bir saygısızlık ve hürmetsizlikte bulunmamalıdır. Zira aksi tavırlar ve davranışlar ağır yürek sızılarına yol açmaktadır.
02.10.2022
Medeniyet denen değer ve kültürler manzumesinin ortay çıkışı, sadece kitap, sanat ve mimariyle gerçekleşmez. Medeniyet değerlerinin nesiller arasında geçişi, her şeyden önce insan vasıtasıyla mümkündür. Bu intikali yapacak en önemli unsur, bizatihi ferttir, cemiyettir. Dolayısıyla değerler ve kültürlerin aktarımı, yine aileyle başlayan bir süreç içerisinde hayat bulacaktır. Anne-baba, çocuklar, kardeşler, hala, teyze, amca, dayı, onların çocukları, çocuklarının çocukları, intikalin kilometre taşları ve yol işaretleridir. Aslında tüm söylenenleri zâid kılan ilahî kelâmında Yüce Mevlâ’mız, bu hususta bizi ikaz etmektedir:
30.09.2022
İnsanlar, iyi bir gelire sahip iseler, sağlıkları yerindeyse, çoluk çocukları varsa, evleri ve arabaları varsa, kendi çekirdek ailesinin dışındaki yakınlarıyla irtibatlarını koparıyorlar. Yakın akraba, komşu, dost ve arkadaşlarıyla ilişkisini koparan insanımız, yalnızlaşma ve yabancılaşma halini yaşamaya başlıyor. Akabinde ruhî bunalım ve depresyonların içerisinde kendisini buluyor. Bunun neticesinde psikolog ve psikiyatristlerin kapılarını aşındırmaya başlıyor. İlaç ve anti - depresan kullanımları, onun içinde bulunduğu sıkıntılara derman olmuyor. Zira o, bereket kapıları olan, tüm irtibat yollarını tıkamıştır. Nefes alacak boruları ve bacaları kapatmıştır. Onun için Efendimiz formülü bize bildirmektedir: “Ey insanlar! Birbirinize selâm verin, sıla-i rahim yapın, yemek yedirin! Geceleyin insanlar uyurken namaz kılın ki selâmetle Cennete giresiniz.” (Tirmizi).
29.09.2022
İnsanların muhtaç durumlarda borçlanmaları elbette bir zorunluluktur. Ancak borçlu kimse, iyi niyetli bir kimse değilse, Allah’ın buyruklarına aykırı bir şekilde ödünç aldıklarını geri önemedikçe rıza-i Bârî’nin desteğinden yoksun kalacaktır. Ödeme niyetiyle aldığı borcun ödemesinin sıkıntısı ve tedirginliğini yaşayanlara ise, el-Vehhab’ı yanında bulacaktır. O ki, karşılıksız bağışı çok olan, nimetlerini sınırsız bir şekilde bahşeden, bütün mümin veya kâfir demeden tüm yaratılmışlara inayetinden mahrum bırakmayan en büyük İhsan Sahibi’dir. Yine O, herkesin kendisine muhtaç olduğu, sonsuz zengin, mâlik olduklarıyla kâmil olan ihtiyacı olmayan Yüce Kudret’tir. Kötü niyetlerle hareket edip şer amellerin peşinde koşan kimse, hayırlı ve güzel insanlardan aldığı borçla, emanete ihanetin en kötü örneklerini verir. Ödünç aldıklarını aldatarak onların çok “saf” olduğu gibi düşünecek kadar “zavallı, ahmak” duruma düştüğünün farkında değildir.
28.09.2022
Randevularda insanları bekletmek, arkadaşlık hakkı olduğu kadar kul hakkı kapsamına girmektedir. Böyle bir durumla karşılaşan, muhatap olduğu hali, bir başkasına yapma hakkını da kendisinde görme yanlışlığına düşebilir. Dolayısıyla bu menfi davranış daha da yaygınlık kazanma riskini taşımaktadır. Telefon, mail ve mektuplara cevap alamamak, görüşme talebinde bulunanın zihninde “benimle görüşmek istemiyor, artık onu aramamalıyım, hatta telefon kayıtlarımdan silmeliyim” gibi evhamlara neden olabilir. Münafıklığın tanımını Hz. Peygamber (s), yüzlerce yıl önce yapmıştır. Ümmetini de bu konuda uyarmıştır: “Münafığın alameti üçtür: Konuştuğu zaman yalan söyler, söz verdiği zaman yerine getirmez ve ona güvenildiği zaman hıyanet eder.” (Buhari, Müslim, Tirmizi, Nesai/Camius-Sağir, İmam Suyuti, H. No: 25) Hatta bu hadise Müslim, şu ürkütücü ifadeleri de ilave etmektedir: “Oruç tutup, namaz kılar ve Müslüman olduğunu iddia etse bile” (Cem’ul-Fevaid: H. N: 8099).
27.09.2022
Hz. Peygamber’in (s), Muaz b. Cebel’e yaptığı nasihatler, gerçekten her birisi birer hayat rehberi olacak niteliktedir. Bu nasihatler, Allah’tan korkmak ve sakınmakla başlar ve vad edilenin yerine getirileceği bildirisi ile devam eder. Herkese selam vermek erdemli bir davranıştır. İyi, hayırlı eylemlerde bulunmak, öksüz ve yetimlere merhamet etmek, tatlı sözlü olmak, Kur’ân’ı okuyup anlamak Müslümanın vasıflarındandır. Ahiret severek onun hesabından çekinmemek, doğruyu yalanlamak, günahkâra itaat etmek, adaletli yöneticiye isyan etmek ve yeryüzünde bozgunculuk çıkarmak Müslümanın kesinlikle yapmaması gerekenlerdir.
25.09.2022
Hastalık, zor ve çetin zamanlar, imtihan anlarıdır. Bu imtihanların altında insan, destek ve yardımlara en çok muhtaç olduğu dönemlerdir. Ne büyük nimete sahibiz ki, Yaratan’a inanıyor ve O’nun kulluğuyla şeref duyuyoruz. Âlemlerin Rabb’i, kimsesizlerin kimsesi, hiçbir güç ve kudretin yapamadığı yardım ve desteği verendir. O, gerçek yol arkadaşı ve gerçek dosttur (er-Refîk). O öyle bir dosttur ki, kolaylaştırır, hayırla muamele eder, yumuşaklığı ve merhameti sınırsızdır. Kullarına hayrı ve iyiliği dağıtırken, bir beklenti içinde olmaz. Yine O Allah, öyle bir dosttur ki, gücenmez, üzülmez, terk etmez, aceleci değildir, İyilik karşısında mükâfatları sınırsız ve sürekli verendir. Kötülükler karşısında En Büyük Sabır Sahibi (es-Sabûr) olarak, “dostlarını” bağışlayan ve affedendir. Nihayetinde Hakk Teâlâ, bizleri nasıl insan olacağını anlatan bir mürebbi, terbiye edendir. (Rabb). İnsanın ne kadar olumsuzlukları var ise, onu Yaratan ise tüm bu olumsuzluklardan müstağnidir.
24.09.2022
Dost ve arkadaş, kişinin aynı zamanda inanç ve hayat felsefesini belirler. Zira insan “sevdiği ile beraberdir.” Bu beraberlik hem dünyada hem de ahirette olacaktır. Onun için inanç alanlarının içerisinde bulunmayanların dostluğu, mümine hayır getirmeyecektir. Dolayısıyla dostluklara azami dikkat göstermek gerekmektedir. Allah’a karşı gelmekten korkanlar ve istikamet üzere dosdoğru yol üzerinde olanlarla yolculukları sürdürmek, inananlar için büyük maslahatlara vesile olacaktır. “Keşke”ler içerisinde yanlış dostlukların pişmanlığını yaşamamak gerekir. Bilelim ki, en yüce dost (Refik-i Âlâ) ve onun Habib’inin sevgisi, bütün sorun ve problemlerin çözüm yeridir. Geçici ve menfaat üzerini kurulan arkadaşlıklar, ateşin samanı yakması gibi bir anda veya zor zamanlarda kaybolur. Allah’ın dostluğu, O’nun yarattıklarından gelebilecek her türlü korku, üzüntüyü berhava edecek yegâne güçtür. Şeytanın dostluğu ise, sonu ziyan ve hüsranla neticelenecek olumsuzluklara sebebiyet verecektir.
23.09.2022
 5  ...
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam3
Toplam Ziyaret148715
Etkinlikler
YENİ ÇIKAN ESERLER
                                               






                                             


                                               
                                                                                        
                                                      
                                                   
     





Yayımlanan Eserler


Sayıların Gizemi ve Tasavvufun Dinamikleri
Bayram Ali Çetinkaya
İnsan Yayınları


   İlkçağ Felsefesi Tarihi
Bayram Ali Çetinkaya 
İNSAN YAYINLARI









Yitik Bilgi ve Hikmet
Bayram Ali Çetinkaya





İslam Medeniyetinin Dinamikleri
Bayram Ali Çetinkaya
 İNSAN YAYINLARI



İrfan ve Hikmet Peygamberi 
Bayram Ali Çetinkaya
   İNSAN YAYINLARI
   



   Şems-Mevlana Dostluğu
     Bayram Ali Çetinkaya
     İNSAN YAYINLARI
      


Medine'den Medeniyete

Bayram Ali Çetinkaya
İNSAN YAYINLARI