Mehmed Efendi, gönül kabından bahseder. Ona göre gönül kabı dünya ve nimetleriyle doludur. Gönül deryasını kirlerinden tecrit etmek, kararmış kalpleri pak eder, tertemiz bir hale getirir. Gönüllerin cilası ve temizlenmesi zor ve meşakkatli bir husustur. Mehmed Zâhid Efendi buradan hareketle, gönüllerin temizlenmesi için nasihatlarını okuyucuya yönlendirir: “Gönül kabı dünya ile doludur. Gönlü boşaltmak zor. Yılların tortuları meşguliyetleri var. Testiyi boşaltmak kolaydır, ama bazen koyu ve bulaşık şeyler vardır ki bir türlü kabı temizleyemezsiniz. Ne kadar uğraşırsanız yine bakarsınız ki ya kokusu duruyor veya içindeki yerleşmiş ve paslanmıştır. Artık o kabı atmaktan başka çare yoktur. Temizleneceğine ümidiniz kalmamıştır. Bunun gibi paslanmış, sertleşmiş, kararmış kalplerin, gönüllerin cilası da, temizlenmesi de böyle zordur. |
22.01.2023 |
Aklı, gönlün hafızası olarak kabul eden Kotku, kişinin içinin arınması için kirli olanların temizlenmesi gerektiğini bildirir. Zira ona göre kalp, kendisine uyulan bir hükümdar gibidir. “Vücudun rahatlığı, tabii ki kalbin rahatlığına bağlıdır. Zira kalbi rahat olmayanın, vücudunun rahat olması mümkün değildir. Öyleyse insana ve bâhusus mü’min ve muvahhide yakışan Hakk’a layıkıyla ve usulüyle daima zikre kendini alıştırmaktır.” |
20.01.2023 |
Mehmed Zâhid Efendi, ahlâk çerçevesinde hak ve vazifelere dikkat çeker. Gelenekten beslenen Kotku, bu açıdan hakları bireysel ve sosyal hayatın tüm kısımlarını kapsayacak bir şekilde geniş tutmaktadır. Allah’a karşı vazifeler, ana-baba, akraba, komşu haklarından bahsederken, diğer taraftan din ve devlet haklarını hatırlatmaktadır.
Din hakları çerçevesinde Kotku, tezekkür ve tefekküre özellikle işaret etmektedir. Gece gündüz okunacak dualardan, gece kılınan teheccüd namazına zikrullahın aksatılmamasını, erdemli bir hayat için zorunluluk olarak görmektedir: Çok zikretmek, çok zikretmelidir ki, eseri dilinden kalbine, ondan ruhuna geçmeli ve ondan sırrına zâhir olmalıdır. |
15.01.2023 |
Mehmet Zâhid Efendi, faziletler ile reziletler üzerinden güzel ahlâkın imkanını ararken, riyazat ve zikrullahın erdemlerin inşasında yerini göstermeye çalışmaktadır. O. güzel ahlâkın merkezi olan kalpleri de hikmet meclislerinde bulmaktadır:
“İslâm dininde tasavvuf denilen kısımda, reziletlerin izalesi ve yerlerine güzel ahlâkların yerleştirilebilmesi imkânları vardır. Gerek riyazat ve gerekse zikrullaha devamla Allah’ın izniyle en kötü insanların bile en iyi insan oldukları görülegelmiştir. |
14.01.2023 |
Allah belaları, bir de velisine, evliyasına, yani dostlarına musallat eder. Halkı, evliyasına musallat ederek onları imtihan eder. Düşmanın sözü Allah’ın kamçısıdır. Sapkın tavırlar gösteren gönülleri belalarla kendi huzurunu döndürür. |
13.01.2023 |
Kötü ahlâkın özelliklerini bilmek, yazmak ve söylemek her bilgi sahibi Müslümanın görevlerinden olduğunu belirten Kotku’ya göre, “gerek günahlar -ister ufak, ister büyük osun- gerekse fena ve çirkin huy ve itiyatlar, hep insanın maneviyatını mahvedip öldüren, kalbini perişan eden, ruhunu ve iç âlemini tamamıyla yok eden birer zehirdir. Büyük ve küçük günahlar ile kötü huy ve itiyatlar çeşitli fıkıh, ahlâk ve tasavvuf kitaplarında birer birer yazılmıştır. Günahları ve manen istenmeyen kötü huyları bilmek, zehirli ilaçları, zehirli mikropları bilmek gibidir. Bir doktor gelir; bunlardan korunmak için zehirler ve mikroplar hakkında bilgiler verir ve bunlardan korunmak için ne lazımsa bildirir. |
11.01.2023 |
Güzel ahlâk, Kotku nezdinde, yetmiş kadar erdeminin ortaya çıkmasını sağlar. Bu erdemler, nihayetinde Allah’a ulaştıran ve O’nu bilmeye yarayan ilme ulaştıracaktır. Allah’ı bilebilmek için öncelikle insanın kendisini bilmesi gereklidir. Kendi zaaflarını ve eksikliklerini gören ve bunun farkına varan insan, nasıl ve niçin yaratıldığını hatırlayacak ve âdemoğlu’nun topraktan başlayarak var kılınma sebebinin inceliklerinin farkına varacaktır. |
09.01.2023 |
Mehmed Zâhid Efendi’nin ahlâkla ilgili çalışmaları, tüm külliyatı içinde önemli bir yer tutmaktadır. Özellikle Tasavvufî Ahlâk adlı eseri, bu açıdan öne çıkmaktadır. Beş cilt olarak kaleme alınan bu eser, Kotku’nun ahlâk ve erdemleri konu edinmesi yönüyle öne çıkan bu eseri, ele aldığı konu ve meseleleri öz bir biçimde tespit ederek hayatın içinden çözümler sunan bir çalışmadır. |
08.01.2023 |
Çıkarların mekân bulduğu dünya hayatını, “ahiretin tarlası” olarak düşünmek ve gereğinden fazla yüceltememek gerekmektedir. Dünyayı tercih edenin, ahirette kısmeti ve nasibi bulunmamaktadır. Rahman’dan dünyada güzellik ve ahirette güzellik talep edilip öte dünyanın ateşinden sakınmak gerekir.
“İnsanlara kadınlar, oğullar, yüklerle altın ve gümüş yığınları, salma atlar, davarlar, ekinler kabilinden aşırı sevgiyle bağlanılan şeyler çok süslü gösterilmiştir. Hâlbuki bunlar dünya hayatının geçici faydalarını sağlayan şeylerdir. Oysa varılacak yerin (ebedî hayatın) bütün güzellikleri Allah katındadır.” (Âl-i İmran, 14)
Allah'ın izni olmadıkça hiçbir kimseye ölmek yoktur. (Ölüm) belirli bir süreye göre yazılmıştır. Kim dünya menfaatini dilerse, kendisine ondan veririz. Kim de ahiret sevabını isterse ona da ondan veririz. Biz şükredenleri mükâfatlandıracağız.” (Âl-i İmran, 145) |
31.10.2022 |
Davranışlarımızı belirleyen şayet haz ve hevalar olsaydı, gökler ve yer arasında bulunan varlık âlemi fesâda uğrar, karmaşa ve kaosun tüm halleri yaşanırdı. Haddi aşanların sapkın tavırları, geçmişte olduğu gibi, insanların yoldan çıkaran heva ve heveslerinden beslenirler.
Nefsin arzuları, o kadar ürkütücüdür ki, zulmün her türünü yaşatabilir, adaletin dengeli terazisi, tüm ihtirasların üzerinde hikmetli duruşunu sergiler.
“De ki: Allah’ın dışında taptığınız şeylere tapmak bana yasak edildi. De ki: Ben sizin hevâlarınıza uymam, aksi hâlde sapıtırım da hidayete erenlerden olamam.” (En’âm, 56) |
30.10.2022 |
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 ![]() |