• Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
Üyelik Girişi
Videolar

Yeni Yayımlanan Kitaplar

   

İsmail Haqqi His Life Works and Views
Bayram Ali Çetinkaya
İNSAN YAYINLARI

ibn rüşd (1. cilt) (uluslararası ibn rüşd sempozyumu bildirileri) doğu-batı ilişkisinin entelektüel boyutu ibn rüşd'ü yeniden düşünmek



ibn rüşd (2. cilt) (uluslararası ibn rüşd sempozyumu bildirileri) doğu-batı ilişkisinin entelektüel boyutu ibn rüşd'ü yeniden düşünmek




Dini ve felsefi metinler: Yirmibirinci Yüzyılda yeniden okuma, anlama ve algılama

Bayram Ali Çetinkaya(Editör)

Doğu-Batı: İki Dünyanın Buluştuğu Noktada Düşünce Günleri



İzmirli İsmail Hakkı
Bayram Ali Çetinkaya
 İNSAN YAYINLARI



15 TEMMUZ DESTANI

Anasayfa

“İran-Irak savaşının en kızıştığı yıllarda, yedi kamyon şoförü Afyon’dan Musul’a nakletmek üzere arpa yükledik. Pasaportlarımız geciktiği için Yunak’a evlerimize gittik. Daha sonra fabrikadan işlemlerimiz bittiğini ve pasaportlarımızın geldiğini bize haber verdiler. Biz de Yunak’tan Akşehir’e, oradan Afyon’a gideceğimizden hazırlanıp yola çıktık. Yedi kamyoncu arkadaş Akşehir istasyonu yanında yolun kenarında ayakta durarak vasıta bekledik. Uzun bir bekleyişten sonra, iki boş tır, Konya istikametinden Afyon’a doğru seyir halinde yanımıza yanaştı. El kaldırdık ve önümüzde tırlar durdu. İki arabanın şoför mahallilerine yedi kişi doluştuk. Henüz yirmi kilometre gitmiştik ki, tırcılar bir dinlenme tesisine direksiyon kırdılar. Doğrusu sevinmiştim. Zira kamyoncu geleneğinde, yolcu ücreti diye bir adet olmadığı için, bari o iki kaptanı ağırlarım diye düşündüm. Fakat öyle olmadı. Yemekleri yedik hesap ödeyeceğiz."
16.02.2021
Bunları anlatırken Tıbbıyeli Yusuf, kendisinden küçük olan geleceğin nesillerine de mesajlarını vermektedir: ‘Asla pes etmesinler. Hayatın ne getireceği belli olmuyor. Ne oldum dememeli, ne olacağım demeli…’ Yaşadığı tecrübeler, ona hayattan kopmamayı, ideallerini gerçekleştirmeyi öğretir. Ümitsizlik, yeis ve umutsuzluk Tıbbıyeli Yusuf’un kitabında yazmaz. Daha önce de söylediği gibi ‘en büyük hayalim Nobel’i almak.’ Arkasından ekler: ‘Tıpta genelde temel bilimlere (biyokimya, farmakoloji) veriliyor. Ancak Yusuf umutludur. En büyük hayallerinden birisi de Yurt dışında dünyaca ünlü üniversitelerde çalışmalarda bulunmak. Sözlerinin arasında, Harward Tıp Fakültesi’nde araştırmalar yapmayı dillendiriyor. İngilizcesi ileri seviyede, Almanca’ya başladığını söylüyor. Harward’ın Hukuk’unu, dünyanın en iyi hukuku olarak bildiğimi söylerken, ‘Tıp fakültesi var mı?’ soruma dünyanın en iyi tıp fakültesinin Harward’a ait olduğu cevabını veriyor.
14.02.2021
Hayatı tamamen değişen ve geleceğe artık daha güvenle bakan Yusuf’un hayalleri vardır. Güzel bir araba, ev onun ulaşmaya çalıştıkları arasına girer. Daha da ilerisini söylemekten çekinmez Yusuf: ‘Ben de burs vereceğim’ diyerek kendisine yapılanları unutmadığını ve her daim hatırlayacağını ispatlar. ‘Bu yaşa geldim, eve yük oluyorum’. Onlar bana bakıyorlar’ sözleri Yusuf’un ağzından dökülen önemli sözlerdir. İdealleri ve geleceğe ait beklentileri değişen Yusuf için ‘en büyük hayalim: Nobel almak’ sözü rastgele söylenen bir cümle değildir. ‘En büyük hayalim: Nobeli Almak’ diyen Yusuf, Aziz Sancar aldı, çok çalışırsam ben de alabilirim’ sözlerinin arasında ‘o, Mardin’li ve ben de Diyarbakır’lıyım diyerek hedefine ulaşacağına olan inancını belirtmektedir.
14.02.2021
Avlu kapısından Caminin çay ocağına yönelen Yusuf, orada bir masaya oturur, çayını içer. Olgun Abi’nin anlattığına göre, bakar ki, çay Caminin çay ocağında bir lira, diğer yerde ise, bir buçuk liradır. Kendine ait geliri olmayan Yusuf, iktisatlı olmak zorundadır. Kendi kendine ‘çay burada daha ucuz, ben neden fazla vereyim’ der. O sırada oturduğu masaya, çay ocağının -ismiyle müsemma olan- sahibi Olgun Abi gelir ve yanına oturur. Gariban, edepli ve başı önde duran Yusuf, Olgun Abi’nin dikkatini çeker. Böylece Yusuf’la konuşmaya başlar. Konuşmanın başında Yusuf birkaç cümleyle kendini özetler. Dördüncü sınıfa kadar Uludağ Tıp Fakültesi’nin bir öğrencisi olduğunu, ama birtakım sebepler yüzünden okulunu bıraktığını söyler. Olgun Abi, ‘o sınıfa kadar gelen bir kimse üniversiteyi bırakır mı? Hiç Tıp eğitimi yarıda bırakılır mı?’ diyerek Yusuf’a samimi bir dokunuşta bulunur. Onu anlamaya çalışır.
14.02.2021
Zaman zaman Yeşil Bursa’ya yaptığım sıla-i rahim vesilesiyle Babamın ikamet ettiği Nilüfer ve onun mahallesi Beşevler’i ziyaretimiz eksik olmuyor. Ulu Cami gibi, mutlak ziyaret yerlerinden birisi, babamın sürekli namazlarını eda ettiği, akabinde avlusunda cemaat arkadaşlarıyla sohbet ettiği Konak Camisi’dir. Son gidişimde Babamın bir takım ağır olmasa da rahatsızlıkları vardı. Rahatsızlıklarıyla ilgili konuşmalarımız arasında caminin çay ocağına sıklıkla gelen tıp fakültesinde okumaya uzun bir süre ara vermiş, ancak şimdilerde fakülteyi bitirmiş bir gençten bahsetti. Kendi rahatsızlıklarını ona sorduğunu, onun da muhtemel hastalıklardan işaretler olabilir diye cevap verdiğini söyledi. Konuşmasında bahsettiği bu genç, anlattığından itibaren dikkatimi çekti. İçimde onunla tanışmak isteği doğdu. Babamla yaptığım sohbet sırasında bunu ona söylemedim. Bursa’ya akşam üstü ulaştığım için, ancak ertesi gün Babamın camisine, yani Konak Camisi’ne öğleye yakın bir saatte gidebildik.
14.02.2021
Üçüncü bin yılın dokuzuncu senesinde inşaatına başlanan Konak Camisi, dört yıl gibi bir sürede tamamlanır. Böylesine büyük mimari yapının kısa sürede bitmesinde, cemaat içindeki müteahhitlerin ve mahalle sakinlerinin büyük payı bulunmaktadır. Burada özellikle Konak Cami Derneği’nin ve başkanı Selahattin Bey’in gayret, emek ve çabasını zikretmek gerekmektedir. İki bin kişiyi kendi yüreğinde ve gönlünde taşıyan caminin havadar oluşu, kıraatları güzel İmam Efendi (Mehmet Ali Hoca) ve Müezzin (Salih Hoca) efendileriyle sizi başka âlemlere götürmektedir. Kubbelerin akustuğine çarpan ilâhî kelamın sesi, sade duvarlara geri dönerek gönüllere nüfus etmektedir. Vakit namazlarında bile kalabalık olan bu mukaddes mekân, yoğun ve müdavim cemaatiyle size Cuma namazı kılıyor hissi vermektedir. Sabah namazı kılınmadan önce okunan Kur’ân tilaveti insana doyumsuz anlar yaşatır. Adeta sizi Hakk’ın huzuruna hazır hale getirir.
14.02.2021
Yaptığı işin ve geliri düşünüldüğünde, o hiçbir rızık ve kazanç hesabına girmeden doğrudan Hakk’ın huzurunda kulluğa koşar. Kimseye kul ve köle olmayan İsmail Amca, sandığının bulunduğu dükkânın sahibinin ısrarlı bir şekilde kendi partisini desteklemesi teklifini her defasında geri çevirerek reddeder. Dükkân sahibi de ona, artık boya tezgahını kendi iş yerinin önüne koymaması isteyerek yıllardır bulunduğu yerden onu ayrılmak zorunda bırakır. İsmail Amca, belki basit ve küçük görülebilecek olan bir işi yapar ama, ondaki iman, tevekkül, samimiyet ve dürüstlük en üst seviyededir. Çocuğunun ‘baba ayakkabılara niye çok boya sürüyorsun’ sorusuna, oğlum ‘hak geçmesin, varsın boya fazla gitsin’ diyerek faziletli bir meslek erbabı olduğunu gösterir.
07.02.2021
Çobanlık yaptığı dönemle ilgili hatıralarını çocuklarına anlatan İsmail Amca, karlı bir kış gününden bahseder. O gün hayvanları, ilçenin en büyük dağı Bayatkulu’ya götürür. Geceyi koyunlarıyla orada geçiren İsmail, sabah bir sürpriz beklemektedir. Sabah uyandığında o kadar kar yağmıştır ki, içine girdiği kepeneğin (çobanların, soğuktan, yağmurdan korunmak için omuzlarına aldıkları, keçeden yapılmış, dikişsiz ve kolsuz üstlük) üzerine bir metre kar yağar. Sadece nefes alacak kadar bir kanal oluşur. Binbir güçlükle karın altından çıkar. Genç yaşlarda oluşan romatizma, bel ve diz ağrılarını, İsmail Amca, bu zorlu kışlarda yağan karlara ve yağmurlara bağlar. Ama bundan dolayı bir şikâyette bulunmaz.
07.02.2021
Bu sırada öğleyin bir kısmını yedikleri, ancak kalanını iş bitiminde yiyecekleri azığı, İsmail Amca çobana ikram eder. Oğlunun ‘baba yiyeceğimizin hepsini çobana verdin, biz ne yiyeceğiz’ diye sorduğunda, Boyacı İsmail, ‘herkes nasibini yer’ diyerek tevekkül içinde bir cevap verir. Oğlu, babasının bu tavrına biraz kızar, ancak bir şey söylemez. İsmail Amca, kendi ihtiyacı olduğu halde, yiyeceğini çobana verir. Böylece O, nebevî tavır sergileyerek, kendi ihtiyacı olduğu şeyi, muhtaç bir insana vererek itikafta bulunur. İsmail Amca, bidonda kalan son su ile ikindi namazı için abdest almak istediğini söyler. Oğlu; ‘İçme suyumuz kalmadı. Birazdan işimiz biter, gider evde kılarız’ der. İsmail Amca: ‘Eve yetişeceğimizin garantisi mi var evlat?’ diyerek oğluna adeta ahirete göç öncesi önemli bir ders verir. Yarım saat sonra ikindi namazını kıldıktan sonra vefat edeceğinden habersiz söylemiştir bu hikmetli sözü...
07.02.2021
Boyacı İsmail, sempatik, yuvarlık yüzlü, başında sürekli bir takke olan munis, temiz, iyi kalpli, candan, samimi ve işinin eri bir insandır. Adeta boyacılığa yeni başlamış genç bir adam gibi, büyük bir zevk ve heyecanla işini severek yapan Boyacı İsmail, ayakkabı boyalayıp parlatırken, âdeta kalpleri de parlatır. Gelen kirli, çamurlu ve tozlu ayakkabılar, onun için sorun teşkil etmez. Zira Boyacı İsmail, gelen müşterilerine saygısını, ayakkabılarına karşı da gösterir. Öncelikle ayakkabıları her türlü çamur ve tozdan arındırır. Dikdörtgen şeklindeki sert sünger üzerine boya sürmek için kullandığı bir metal vardır. Bir tarafı hafif çapraz kesilmiş geniş ve yassı metal çubukla ayakkabının kenarlarındaki çamur parçalarını temizler. Daha sonra, uzun kıllarla yapılmış fırçaları iki eline alır, hızlı ritmik hareketlerle bir sağa bir sola vurarak temizler. Yine boyaya geçmeden önce, yanlış hatırlamıyorsam badem yağıyla veya başka bir maddeyle ayakkabının üzerinin paklanmasına sıra gelirdi.
07.02.2021
... 13 ...
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam29
Toplam Ziyaret181707
Etkinlikler
YENİ ÇIKAN ESERLER
          


                                 






                                             


                                               
                                                                                        
                                                      
                                                   
     





Yayımlanan Eserler


Sayıların Gizemi ve Tasavvufun Dinamikleri
Bayram Ali Çetinkaya
İnsan Yayınları


   İlkçağ Felsefesi Tarihi
Bayram Ali Çetinkaya 
İNSAN YAYINLARI









Yitik Bilgi ve Hikmet
Bayram Ali Çetinkaya





İslam Medeniyetinin Dinamikleri
Bayram Ali Çetinkaya
 İNSAN YAYINLARI



İrfan ve Hikmet Peygamberi 
Bayram Ali Çetinkaya
   İNSAN YAYINLARI
   



   Şems-Mevlana Dostluğu
     Bayram Ali Çetinkaya
     İNSAN YAYINLARI
      


Medine'den Medeniyete

Bayram Ali Çetinkaya
İNSAN YAYINLARI