Yaşama son verme hakkını kendisinde görenler, bunu öncelikle çıkar ve menfaat elde etmek için, kısaca dünyevî amaçlar için gerçekleştirmektedirler. Makam ve mevki talebi, kıskançlık ve rekabetle örtüştüğü zaman, kötülenmiş nefis, başka ruhları bedenlerinden ayırma caniliğine/vahşiliğine düşebilmektedir.
Müslüman öldürmez, zira o ‘başkasının kendisinden emin olduğu kimsedir.’ Bundan dolayı İslâm ümmeti, elinden ve dilinden güven içinde olunan toplumdur. |
01.11.2018 |
Suç, erdemli kişilerle önlenebilir. Suçlu yaptığı yanlışlıklarla mükâfatlandırılma şımarıklığına düşürülmemelidir. Kötü eylemlerin failleri, misliyle orantılı olacak şekilde cezalandırılmalıdır. Aksi takdirde kaos ortaya çıkar. Hak, hukuk ve adalet tahakkuk etmez. Gerçekleşmeyen ve geciken adalet, bir başka zulme kapı aralar. Dolayısıyla insan ve toplum vicdanı yara alır; ümitsiz ve umutsuz halklar haline dönüşür.
Cezasız kalan kalan suçlar ve kötü eylemler, adalet mekanizmasını hedefler. Suçun yayılmasını ve suçluların çoğalmasını sağlar. Kanunlar ve kurallar, işlevselliğini yitirir; aile, toplum ve devlete zarar verir, yıkım ve felaketlere sebep olur. |
18.10.2018 |
21.09.2018 |
1 ... 30 31 32 33 34 35 36 37 38 ... 47 |