• Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
Üyelik Girişi
Videolar

Yeni Yayımlanan Kitaplar

   

İsmail Haqqi His Life Works and Views
Bayram Ali Çetinkaya
İNSAN YAYINLARI

ibn rüşd (1. cilt) (uluslararası ibn rüşd sempozyumu bildirileri) doğu-batı ilişkisinin entelektüel boyutu ibn rüşd'ü yeniden düşünmek



ibn rüşd (2. cilt) (uluslararası ibn rüşd sempozyumu bildirileri) doğu-batı ilişkisinin entelektüel boyutu ibn rüşd'ü yeniden düşünmek




Dini ve felsefi metinler: Yirmibirinci Yüzyılda yeniden okuma, anlama ve algılama

Bayram Ali Çetinkaya(Editör)

Doğu-Batı: İki Dünyanın Buluştuğu Noktada Düşünce Günleri



İzmirli İsmail Hakkı
Bayram Ali Çetinkaya
 İNSAN YAYINLARI



15 TEMMUZ DESTANI

Anasayfa

Özgürlüğün elde edilebilmesinin diyeti ağır, bedeli büyüktür. İnsanlık tarihi, onu kazanabilmenin karşılığını, savaşlarla ve katliamlarla anlatır. Tevhid mücadelesinin kahramanları peygamberler, kendilerine verilen ilâhî özgürlüğün karşılığında cânlarını ve ailelerini/yakınlarını feda etmişlerdir. Şu halde özgürlük arayışı, aynı zamanda nebevî bir özelliktir. Din ve inancın özgürlüğü ise, kan ve cânla, ruh ve bedenle, akıl ve kalple olmaktadır. En büyük cengâverler, bu harbi -nefis ve şeytana rağmen- kazanan büyük savaşçılardır. Din, vatan, Allah için mücadele edenler, tağut ve zâlimlerin boyunduruğunu reddettiklerinden dolayı cânlarını feda ederek şehit oldular. Bedenlerini de çağın savaş makinalarına karşı feda ederek gazi oldular.
17.07.2017
Akıl ve duygu, insanı tanımlayan iki önemli nimettir/hediyedir. Şeref ve onur da, bu iki önemli vasıfla kazanılır. Bunlardan yoksun olan, “hayvanlar gibidir, belki de daha da aşağıdadır (Furkan, 44). Anne rahminden kabre kadar süren hayat yolculuğunda, Allah’ın dışında insana en yakın olan ailesidir.
14.07.2017
Türkiye’de entelektüel denilince, akla laik, solcu, sosyalist, batıcı, çağdaş… kavramlarıyla nitelendirilen kesimler ge(tiri)lmektedir. Sosyal bilimler, siyaset bilim ve iktisat gibi sahalar, bu zevata, yani “Tanrı’nın seçkin kullarına” (!) özgü olarak düşünülmektedir. Bilim, felsefe, teknoloji, düşünce, sanat, edebiyat âdeta “bu ülke”nin beyazlarına verilmiş kutsal bir “hediye”dir.
10.07.2017
Son yıllarda, cami inşaatlarının nüfusla orantılı olarak rakamsal olarak artması sonucunda çok sayıda dernek kurulmuş ve bu küçük birlikler imarın sonunda da mabedin ihtiyaçları için varlıklarını devam ettirmişlerdir. Bir kısım (sayıları az da olsa) derneklerin, asıl amaç ve hedeflerinden ziyade bir çıkar ve menfaat çarkına dönmesi ile ilgili kaygılar/söylemler bulunmaktadır. Bu da Müslüman kimliğiyle örtüşür bir durum değildir. Dolayısıyla bu derneklerin kuruluşundan esas amacının tamamlanmasına kadar geçen süreçler içerisinde (gelir ve giderlerinin) dikkatli bir şekilde kontrol ve denetimlerinin yapılmasında büyük faydalar bulunmaktadır.
10.07.2017
Mescitler, bir mektep ve okul yerleri işlevini görmüştür. Hz. Peygamber (s), hicretten sonra Medine’de, öncelikle üç yeri hazır hale getirmiştir. Mescit, okul ve (Müslümanlara ait) pazar. Ashab-ı Suffa denilen sahibilerden bazı kimseler, sadece ilim tahsili için, birçok zorluklara katlanarak Peygamber Mescidi’nin etrafındaki hücrelerde/odalarda eğitimlerini sürdürmüşlerdir. Allah’ın Elçisi (s), kadınların eğitim ve soru(n)ları için bir gün ayırmış, böylece onların yetiştirilmesinin önemine dikkat çekmiştir.
10.07.2017
Mescit ve camiler, İslâm’ın işaretini taşıyan mekânlardır. İbadet ve dua, bu ruhanî atmosferlerde daha büyük bir önem kazanır. Camide yapılan ibadet, mabedin dışında yapılan kulluktan daha hayırlı ve bereketlidir. Mükâfatı/ecri de o nispette sınırsızdır.
10.07.2017
Öfkelerini yenenler/yutanlar, kurtuluş reçetesini uygulayan saadet erenleridir. Onlar ki, sadaka ve sabır ile Allah yolunda ilerleyerek Hakk kervanına katılmışlardır. Öfkenin panzehri, affetmektir. Affetmek, ilahî ruhtan nasiplenmenin işaretidir. Bağışlama, iyilik ve hayrın anahtarıdır. Dolayısıyla af, iyilik ve hayır, Hakîm’in sevdiklerinin başında gelir. İyilikte bulunmak ve hayrı yaymak, mü’min olmanın zorunlu/iradî bir sonucudur.
03.07.2017
Öfke, hayatın “doğal” bir parçası gibi sürekli karşılaşılan ve muhatap olunan, bazen de fâili olduğumuz bir “akıl tutulması” halidir. Engellenme, incinme, tahkir, ciddiye alınmama, tehdit, şantaj ve gözdağı gibi olumsuz hallerin âdetâ “zorunlu” bir sonucu olarak ortaya çıkan tepkisel bir hareket ve tavırdır. Gösterilen tepkiler, saldırganlık, kızgınlık, hışım, hiddet, şiddet, gazap ve zulüm gibi orantılı ve orantısız şekilde tezahür eder.
30.06.2017
Beden ve ruhun “mükemmel” birleşimi olan insan, varoluşunun kutsiyetini her dâim hatırlamaz. Yeme, içme ve cinsellik insanların bedeni yönüne tekabül eden hayvanî ruhunun fiilleridir. İnsanın bir de ilâhi nefesten üflenmiş ruhu vardır ki, o da varoluşunu aşkın hakikatler için devam ettirir. O ruhtur ki, bedeni bir hapishane, bir cendere, bir hücre kabul eder. Dünya denizinin kirlerinden kurtulmak ise, bedenin/nefsin isteklerine karşı “büyük cihadı” gerçekleştirmekle mümkündür.             Dünyeviliklerle insanları terbiye etmeye çalışan zâlim ve tağutlar, özgürlük ve aşkınlığın hazzını tatmayan gâfillerdir. Güçlü ve zorbanın yanında onunla bir ve beraber olanlar, ebedî olan ve lezzetleri dünya kelâmıyla ifade edilemeyen güzellikleri göremeyecekler ve hatta kokusunu alamayacaklardır. Geçici olan, çabuk biten, sönen ve yok olan varlık ve zenginlik, Hz. İbrahim’in tevhid sancağıyla yaptığı mücadelede yerle bir oldu.
13.06.2017
Kudüs, Venedik ve Mardin, insanlığın üç kadîm şehri olarak bilinmektedir. İslâm medeniyetin önemli bir parçası, bir İslâm şehri Mardin, sadece Müslümanlara mekânlık yapmış bir coğrafya değildir. Asur, Sümer, Pers, Roma ve Bizans dönemlerinde de bir uygarlık merkezidir. Dolayısıyla farklı din ve inançların temsilcilerinin yüzyıllardır beraber yaşadığı bir şehirdir. Bu kapsamda cami, kilise, manastır, türbe, kümbet, kale ve medreseler, medeniyet göstergesi olarak varlıklarını korumuşlardır. Medeniyetleri birbirine bağlayan tarihi İpek Yolu’nun kavşağındaki Mardin, Artuklu döneminde taşın estetiğe dönüşmüş şekliyle inşa edilmiş Ulu Cami’siyle görkemini korumaktadır. Yine dördüncü yüzyılda yapımı kesme taştan inşa edilmiş Deyrulumur Manastırı gözde mekân olarak çağlara meydan okumaktadır.
01.06.2017
... 43 ...
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam220
Toplam Ziyaret250063
YENİ ÇIKAN ESERLER













          


                                 






                                             


                                               
                                                                                        
                                                      
                                                   
     





Yayımlanan Eserler


Sayıların Gizemi ve Tasavvufun Dinamikleri
Bayram Ali Çetinkaya
İnsan Yayınları


   İlkçağ Felsefesi Tarihi
Bayram Ali Çetinkaya 
İNSAN YAYINLARI









Yitik Bilgi ve Hikmet
Bayram Ali Çetinkaya





İslam Medeniyetinin Dinamikleri
Bayram Ali Çetinkaya
 İNSAN YAYINLARI



İrfan ve Hikmet Peygamberi 
Bayram Ali Çetinkaya
   İNSAN YAYINLARI
   



   Şems-Mevlana Dostluğu
     Bayram Ali Çetinkaya
     İNSAN YAYINLARI
      


Medine'den Medeniyete

Bayram Ali Çetinkaya
İNSAN YAYINLARI