Hikmet ve Himmetin İç içe Geçtiği Hayat-4 Hacı Veyis Efendi’nin hayat felsefesinin prensiplerine gelince, yaşadığımız çağın Müslüman’ının onlardan alacağı büyük hikmet ve himmetler bulunmaktadır: Allah’tan korkmak, her halde adaletle davranmak ve hakkı söylemek, zengin ve fakir her halükârda iktisattan ayrılmamak ve israf etmemek, zulmedeni affetmek, gelmeyene gitmek, vermeyene vermek. Ayrıca o, şu hikmetli hâlleri tavsiye eder: Konuşman zikir olacak, susman tefekkür olacak, bakışın ibret almak için olacak. Yaşadığımız çağın beraberinde getirdiği kendini düşünmek, çıkar ve menfaat içinde olmak, başkalarını hâlleriyle ilgilenmemek gibi hastalıklar karşısında Hacı Veyis’in formülleri açıktır: Zulmedeni affedeceksin, gelmeyene gideceksin ve vermeyene vereceksin. Yapıldığında büyük ecir ve karşılıkların bulunduğu üç güç erdem… Veli insanların vasıfları da bunlar olsa gerektir. Büyük Veli’nin iyi Müslüman tanımında mâlâyâniyi terk etmek, kendisini ilgilendirmeyen, faydasız ve lüzumsuz boş işlerle uğraşmamak, onlarla vakit harcamamak ve onları bırakmak bulunmaktadır. Sürgün Muhacirlerin Dostu-5 Kanaat sahibi olan Hacı Veyis, Konya’ya Türkiye’nin doğusundan gelen sürgün muhacirlere yardım etmek için, beş yıl aile efradıyla, akşam yemeklerini yememiştir. Evinde yapılan koca bir tencere tiriti bu kimsesiz, fakir ve aç insanlarla paylaşmıştır. Onlara akşam namazından sonra sohbet etmiş ve kitap okumuştur. Hanımı’nın bu muhacirlere çok acıdığını kendisine söylediğinde, ona karşı “bunların içinde Peygamber sülalesi var… Peygamber evladı var. Bunlara hizmet benim din borcumdur. Namazım neyse, bu odur. Peygamberim emrediyor… Dün aziz iken, bugün zelil olmuş; mevki ve parasını kaybetmiş olan insanlar var. Van’ın, Mardin’in âyânı, eşrâfı iken, …sürgün düşmüş, muhacir olmuş, ekmeksiz, sabunsuz kalmış, çamaşırsız kalmışlar. Sen ne diyorsun? ” diyerek sesini yükseltmiştir. Bunları söylerken ağlayan Hacı Veyis, “zengin olsaydım da bunlara maaş bağlasaydım” temennisinden bulunmaktan da kendisini alamaz. Zenginliğini mal ve mülkle ölçmeyen Hacı Veyis, eşine “herkesin bağı var, bahçesi var, bizim de suyu buz gibi yapan testimiz var. Bunun şükrünü nasıl eda edeceğiz” der. Yine o “Bir tulum peynirine: Bu ne nimettir yahu, diyebilir. Bir çömlek suyuna: Elâlemin bağı var, bahçesi varsa, bizim de suyu buz gibi yapan çömleğimiz var, nasıl şükredeceğiz bu Allah’a”, diyebilecek kadar mutlu ve huzurlu bir insandır. Hacı Veyis’in en büyük derdi ve sıkıntısı, toplumun içinde bulunduğu buhranlar; milletin ahlâkına, imanına, vicdanına, dinine yapılan saldırılardır. Tüm olumsuz hayat şartlarına rağmen o, hiçbir zaman hâlinden şikayetçi olmamıştır. |
87 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |