• Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
Üyelik Girişi
Videolar

Yeni Yayımlanan Kitaplar

   

İsmail Haqqi His Life Works and Views
Bayram Ali Çetinkaya
İNSAN YAYINLARI

ibn rüşd (1. cilt) (uluslararası ibn rüşd sempozyumu bildirileri) doğu-batı ilişkisinin entelektüel boyutu ibn rüşd'ü yeniden düşünmek



ibn rüşd (2. cilt) (uluslararası ibn rüşd sempozyumu bildirileri) doğu-batı ilişkisinin entelektüel boyutu ibn rüşd'ü yeniden düşünmek




Dini ve felsefi metinler: Yirmibirinci Yüzyılda yeniden okuma, anlama ve algılama

Bayram Ali Çetinkaya(Editör)

Doğu-Batı: İki Dünyanın Buluştuğu Noktada Düşünce Günleri



İzmirli İsmail Hakkı
Bayram Ali Çetinkaya
 İNSAN YAYINLARI



15 TEMMUZ DESTANI
Ok Ucunun Demirlerini Tutmak/Gönülleri İnşa Etmek
Allah’ın hürmet gösterilmesini emrettiklerine saygıda bulunmak, hayırlar diyarının övülen amellerindendir. Şefkat ve tevazu kanatları, zalimin dışında herkesi kapsamalıdır. Hatta zalimi de içine almalıdır ki, başta o kimse hem kendini hem de başkalarına zulmetmesin.
Gönül kırmak veya yıkmak kolaydır, önemli olan gönülleri inşa ederek yeni nesillerin hakikat âleminin nefesinden beslenmelerine fırsat vermektir. Mümin, kardeşinin imarında bir bütünün diğer yarısıdır. Dolayısıyla Müslüman, kardeşinin kalp incinmesine sebep olacak, tüm hallerin giderilmesi için, her türlü çabayı sarf etmelidir.
“Yanında ok varken mescitlerimize veya çarşı-pazarımıza uğrayan kimse, Müslümanlardan herhangi birine onlardan bir zarar gelmemesi için, okunun ucunun demirlerini eliyle tutsun.” (Buhârî, Salât 66, Fiten 7; Müslim, Birr 120-124)
Müminler, birbiriyle öyle kenetlenmiştir ki, bırakın onun gönlünü kırmayı, onu incitme ihtimali olan tüm hallerden bütünüyle uzak durulmalıdır. Bir organın hastalığı ve acısı, diğer organlara ve nihayetinde tüm vücuda ıstırap verir. Birbirimize merhamet ve hürmet etmeliyiz ki, Yaratan da bizlerden rahmetini esirgemesin. Efendimiz, şu sözleriyle kardeşlik hukukunun sınırlarını ne güzel çizmiştir:
“Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, haksızlık yapmaz, onu düşmana teslim etmez. Müslüman kardeşinin ihtiyacını gideren kimsenin Allah da ihtiyacını giderir. Kim bir Müslümandan bir sıkıntıyı giderirse, Allah Teâlâ o kimsenin kıyamet günündeki sıkıntılarından birini giderir. Kim bir Müslümanın ayıp ve kusurunu örterse, Allah Teâlâ da o kimsenin ayıp ve kusurunu örter.” (Buhârî, Mezâlim 3; Müslim, Birr, 58)
Kişi kendisi için arzu ettiklerini kardeşi için de arzu ederse, hakikî bir iman erbabı olur. Ancak kendisi için istemediği şeyi, kardeşi için de talep etmemelidir. Bunu yaparken elimiz ve dilimiz, hayır ve iyilikler âleminin güzelliklerinden faydalanacaktır. Yardımlaşma ve kaynaşma devam ettiği müddetçe, Hakk’ın yakın desteği de devam edecektir.
Hıyanet ve yalan içinde bulunmayanlar, kardeşlerine yardımı kesmezler. Zira Müslümanın malı, canı ve ırzı diğer bir kardeşine haramdır. Şer ve kötülüğü, Müslüman kardeşiyle yan yana getirmeyenler, iki âlem mutluluğunu kazanmaya adaydırlar.
Kin, nefret ve şiddeti besleyip büyütmenin, kardeşlik dünyasında müspet bir karşılığı yoktur. Zulüm ve haksızlık, zihin ve gönüllerde kolay kolay iyileşmeyecek derin yaraları beraberinde getirir. Dolayısıyla iyiliğin, hayrın ve sabrın temsilcisi olmayı seçmek, şeytanı ve takipçiliğini reddetmek anlamına gelir.
“Birbirinizle hasetleşmeyiniz. Almayacağınız bir malın fiyatını müşteri kızıştırmak için artırmayınız. Birbirinize kin ve nefret beslemeyiniz. Birbirinize darılıp yüz çevirmeyiniz. Birinizin satışı üzerine başka biriniz satış yapmasın. Ey Allah’ın kulları, böylelikle kardeş olunuz. Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Ona zulüm ve haksızlık yapmaz, yardımı kesmez ve onu hakir görmez. -Peygamberimiz üç defa göğsüne işaret ederek buyurdular ki- Takvâ buradadır. Müslüman kardeşini hor ve hakir görmesi, bir kimseye şer olarak yeter. Her Müslümanın kanı, malı ve ırzı, başka Müslümana haramdır.” (Müslim, Birr 32; Buhârî, Edeb, 57; Ebû Dâvûd, Edeb, 47; Tirmizî, Birr, 24)
Müslümanın hayat kitabında aldatmaya asla yer yoktur. Sadakat ve muhabbet, Allah için sevenlerin yol işareti olacaktır. Kemalâtın gerçekleşmesi imanla başlar, sabırla devam eder, hikmet ve irfanla olgunlaşır.
Sevgisiz bir iman, kâmil bir iman değildir. Birbirimizi sevmekle hakikî imanın bütün parametrelerine ulaşılır. Mutlu, geniş gönüllü insan ve toplumların inşası, Kur’ân ve sünnetin referanslarıyla beslenmiş bir hayat felsefesiyle gerçekleşecektir.
Kutlu Peygamber’in (s) Kutlu Ümmeti, ebedî mutluluk iksirini elde etmenin formüllerine sahiptir. Yeter ki, sevgi ve muhabbetle gönülleri inşa edebilsin.
  
121 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam161
Toplam Ziyaret149872
Etkinlikler
YENİ ÇIKAN ESERLER
                                               






                                             


                                               
                                                                                        
                                                      
                                                   
     





Yayımlanan Eserler


Sayıların Gizemi ve Tasavvufun Dinamikleri
Bayram Ali Çetinkaya
İnsan Yayınları


   İlkçağ Felsefesi Tarihi
Bayram Ali Çetinkaya 
İNSAN YAYINLARI









Yitik Bilgi ve Hikmet
Bayram Ali Çetinkaya





İslam Medeniyetinin Dinamikleri
Bayram Ali Çetinkaya
 İNSAN YAYINLARI



İrfan ve Hikmet Peygamberi 
Bayram Ali Çetinkaya
   İNSAN YAYINLARI
   



   Şems-Mevlana Dostluğu
     Bayram Ali Çetinkaya
     İNSAN YAYINLARI
      


Medine'den Medeniyete

Bayram Ali Çetinkaya
İNSAN YAYINLARI