• Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
Üyelik Girişi
Videolar

Yeni Yayımlanan Kitaplar

   

İsmail Haqqi His Life Works and Views
Bayram Ali Çetinkaya
İNSAN YAYINLARI

ibn rüşd (1. cilt) (uluslararası ibn rüşd sempozyumu bildirileri) doğu-batı ilişkisinin entelektüel boyutu ibn rüşd'ü yeniden düşünmek



ibn rüşd (2. cilt) (uluslararası ibn rüşd sempozyumu bildirileri) doğu-batı ilişkisinin entelektüel boyutu ibn rüşd'ü yeniden düşünmek




Dini ve felsefi metinler: Yirmibirinci Yüzyılda yeniden okuma, anlama ve algılama

Bayram Ali Çetinkaya(Editör)

Doğu-Batı: İki Dünyanın Buluştuğu Noktada Düşünce Günleri



İzmirli İsmail Hakkı
Bayram Ali Çetinkaya
 İNSAN YAYINLARI



15 TEMMUZ DESTANI
Tefekkürün İzinde
 

“Düşünme, zihin yorma, derin düşünme, işin şuuruna varma” gibi anlamlara gelen tefekkür, insana özgü bir fiildir. Onun sayesinde insan, diğer canlı ve cansızlardan ayrılmaktadır. Düşünmek ve konuşmak, ‘en şerefli’ olma vesileleridir.

Tefekkürün doğurttuğu özgün ve özgür düşünce fikirdir. Fikrin içinde düşünce, anlayış ve zihin bulunmaktadır. Doğru ve derin düşünen mütefekkir, zihniyet inşa eden âlim, âkil ve ârif olan yetkin insandır.

Fikir, bilgiyle inşa edilir. Bir başka ifadeyle bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz. Bilgi ise, isimler, kavramlar ve cümleler vasıtasıyla zihnin ürettikleridir. Bilginin yeni(den) özgün yorum ve keşiflere yönelmesi tefekkürle gerçekleşmektedir.

Cemadat (cansız), nebatat, hayvanat ve insan, tefekkürün konusudur. Bununla birlikte fiziğin ve metafiziğin ötesi, ilâhî a(o)lan da, tefekkürle zihnin yoğunlaşmasına vesile olan mevzulardır/sahalardır.

Göklerin ve yerin düşünülmesi, özelde ‘devenin yaratılması’, ‘göklerin yükseltilmesi’ ve ‘dağların dikilmesi’ canlı ve cansız olanın tefekkür edilmesiyle gerçekleşir.

İlk insan ve peygamber Hz. Âdem’in cennette şeytanın vesvesesi ile tefekkürden yoksun kalması, onu bir başka tefekkür alanı olan tövbeye taşımıştır.Hz. Nuh’un gemiyi inşasında ve akabinde içindeki uzun süren tefekkürü, Hz. İbrahim’in ontolojik ve kozmolojik tefekkürünü akla getirmektedir. Geçip geçici olanın karşısında Sonsuz ve Sınırsız olan Hakk Teâlâ’nın kudret ve azametini tefekkür, Hz. Yusuf’un zindandaki derin düşüncelerini beslemiştir.

İnsanlardan uzak sâkin yerlerde edilen tefekkür, Hz. Musa’nın Tur dağındaki tezekkürüyle somutlaşmıştır. Yine sessiz ve yüce bir yer, Hira’daki tefekkür ve tezekkür, Son Peygamber’in (s) mücadele ve tebliğ sürecini güçlendirmiştir. Kutlu yolculuğun ve hicretin tefekkürü, ‘iki kişiden biri olan’ Hz. Ebu Bekr’in Sevr mağarasındaki muhasebesinde kemale ulaşmıştır.

Nefis ve bedenle muhasebe, çile insanın tefekkürüdür. Onun mahalli çilehanedir. Geceleri uyku gibi hazları yok eden tefekkür, teheccüdle hayat bulur. İtikâfla şahlanır, Ramazan’la zirveye ulaşır. Namazla miraca çıkar, Kudüs’e gece yürüyüşüyle istikamete vâsıl olur.

Ashab-ı Keyf’in tefekkürü, imtihanlar içinde geçer. Yeniden doğuşlara kapı aralar, yürekleri nefeslendirir, karanlıkları aydınlığın nuruna ulaştırır.

Tefekkür; geçmişi, anı ve geleceği düşünmektir. Yani geçmişi, tarihi ve olayları düşünüp dersler çıkarıp, tedbir almaktır.

Anı (şimdiyi) düşünüp, nasıl ve ne şekilde hareket etmemizi sağlamaktır.

Geleceği düşünüp, risk ve kazanımlara hazırlanıp, ona göre plan ve projeler yapmaktır.

Geçmişten geleceğe giden süreçte yaşanmış, yaşanan ve yaşanacak olanı, derin ve kapsamlı düşünmek Hakk’ın bir ikramıdır. Onlardan ders ve ibretler çıkarıp, muhasebe ve murakabe ederek geleceğe hazırlanmak mütefekkirin görevidir.

Mütefekkir, geçmişin ve geleceğin insanıdır. Dert, kaygı, şüphe, merak, tefekkür insanının hammaddeleridir. O bunlarla hayat bulur, buhranlara karşı çözüm sunar. Aklî ve fikrî marazlar, mütefekkirin derin düşüncesinin konusudur.

Çözüm ve tedavi yolundaki fikir insanı, tefekkürün yardımına muhtaç olduğunu bilendir. İnsana ve cemiyete hayat verecek formül ve reçeteleri bulmanın/aramanın yükünü taşır. Fikir işçiliği ve zihin hamallığı, mütefekkirin aslî vazifesidir. O bu görevi, adeta ilâhî bir vazife gibi görür, aklını ve kalbini hatta bütün varlığını, bu ulvi amaca feda edecek kadar mesuliyetinin bilincindedir.

Hâsılı, tefekkürün izindeki mütefekkir, hayatı ve öte hayatı keşfedebilen hakikat insanıdır.

  
335 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam101
Toplam Ziyaret149243
Etkinlikler
YENİ ÇIKAN ESERLER
                                               






                                             


                                               
                                                                                        
                                                      
                                                   
     





Yayımlanan Eserler


Sayıların Gizemi ve Tasavvufun Dinamikleri
Bayram Ali Çetinkaya
İnsan Yayınları


   İlkçağ Felsefesi Tarihi
Bayram Ali Çetinkaya 
İNSAN YAYINLARI









Yitik Bilgi ve Hikmet
Bayram Ali Çetinkaya





İslam Medeniyetinin Dinamikleri
Bayram Ali Çetinkaya
 İNSAN YAYINLARI



İrfan ve Hikmet Peygamberi 
Bayram Ali Çetinkaya
   İNSAN YAYINLARI
   



   Şems-Mevlana Dostluğu
     Bayram Ali Çetinkaya
     İNSAN YAYINLARI
      


Medine'den Medeniyete

Bayram Ali Çetinkaya
İNSAN YAYINLARI