• Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
Üyelik Girişi
Videolar

Yeni Yayımlanan Kitaplar

   

İsmail Haqqi His Life Works and Views
Bayram Ali Çetinkaya
İNSAN YAYINLARI

ibn rüşd (1. cilt) (uluslararası ibn rüşd sempozyumu bildirileri) doğu-batı ilişkisinin entelektüel boyutu ibn rüşd'ü yeniden düşünmek



ibn rüşd (2. cilt) (uluslararası ibn rüşd sempozyumu bildirileri) doğu-batı ilişkisinin entelektüel boyutu ibn rüşd'ü yeniden düşünmek




Dini ve felsefi metinler: Yirmibirinci Yüzyılda yeniden okuma, anlama ve algılama

Bayram Ali Çetinkaya(Editör)

Doğu-Batı: İki Dünyanın Buluştuğu Noktada Düşünce Günleri



İzmirli İsmail Hakkı
Bayram Ali Çetinkaya
 İNSAN YAYINLARI



15 TEMMUZ DESTANI
İdeal Erdemli Şehir/Devlet -el-Medînetü’l-Fâzıla-

İnsanlık tarihi, devletlerin tarihiyle beraber yazılmıştır. İnsan, toplum ve devlet birbirlerinin varlığını gerektiren üç olgudur. Bunlar, medeniyetleri inşa eden temel unsurlardır.

Uygarlıkları kuran Âdemoğlu, en iyi yönetim ve en yüksek mutluluğu sağlayan/gerçekleştiren şehir ve devlet modelinin arayışında olmuştur. İdeal şehir/devlet nasıl bir ülkedir? Ve bu devlet nasıl kurulur? Özellikleri nelerdir?

Şehir ve devlet, birbirleri yerine kullanılan kavramlardır. Antik Yunan’daki ‘polis’e (site, devlet) karşılık gelmektedir. İslâm kültür ve medeniyetinde ‘medîne’ kelimesinin kullanıldığı görülmektedir.

Doğuda ve Batıda birçok düşünür ve filozof, bu ideal devleti gerçekleştirmek için ‘ütopya’ları tasvir ve hayal etmişlerdir. Platon’un Devlet ve Kanunlar’ı, Aristo’nun Politika’sı, Moore’un Utopya’sı, Campenalla’nın Güneş Ülkesi, Bacon’ın Yeni Atlantis gibi devlet teorilerini içeren siyaset felsefe ve düşüncesi eserlerini görmek mümkündür.

Medeniyetimizin kurucu öğesi ve ocağı, medînedir, yani şehir. İslam siyaset düşüncesinin sistematik anlamda ilk inşacısı kabul edilen Fârâbî, ‘medenî siyaset’ adını verdiği teorisinde, önemli eserler vermiştir. Ona göre, tek bir millet veya tek bir şehir için, ortak olan en faydalı ve en güzel şeyi keşfeden fikri erdem, siyasî fikri erdemdir.

Muallim-i Sâni Fârâbî, erdemli şehir/ideal şehir olarak çevrilebilecek olan el-Medînetü’l-Fâzıla’nın yanında, es-Siyasetü’l-Medenî, Fusûlu’l-Medenî, Tahsîlu’s-Saade gibi kitapları da kaleme almıştır.

Fârâbî, el-Medînetü’l-Fâzıla ismini verirken, muhtemelen Hz. Peygamber’in (s) eski adı Yesrip olan şehre hicretle birlikte koyduğu Medîne ismini alarak, o dönemi idealleştirmiştir. Erdemli şehir, en yüksek mutluluğun yaşandığı devlettir.

Son Peygamber (s) döneminin Asr-ı Saadet (Mutluluk Çağı) olarak isimlendirilmesi de, tesadüfü olmasa gerektir. Filozofumuzun Tahsîlu’s-Saade (Mutluluğun Kazanılması) eserinde, Asr-ı Saadete bir takım işaretler bulunduğunu söylemek mümkündür.

Zira Fârâbî, ideal devlet başkanında hikmet (filozofluk) ve nübüvveti (peygamberlik) kendisinde toplayan er-Reisü’l-Evvel’den (İlk Başkan) bahsetmektedir. Dolayısıyla onun siyaset düşüncesi, bir takım Batılı oryantalistlerin iddia ettiği gibi, Platon’un Devlet’inin benzeri olduğu fikri temellerden yoksundur.

Zira Fârâbî, Platon gibi site devletini amaçlamaz ve mülk edinme hakkını savunur. Aile ve çocukları devletin ortak malı yapmaz. O, büyüklükleri bakımından, büyük ölçekli evrensel dünya devleti, orta ölçekli millet/ümmet devleti ve küçük ölçekli bir kabilenin/aşiretin oluşturduğu şehirden/devletten bahseder. Ancak onun devleti, aslında evrensel erdemli devlettir.

Filozofumuz, insan, şehir ve âlem arasında bir bağ kurmaktadır. O, evrendeki nizam ve sistemin işleyişinin, denge ve intizam içinde olduğunu söylerken, insan vücudundaki yönetici organı kalp, şehrin yöneticisinin de ise İlk Başkan (er-Reisü’l-Evvel) olduğunu ifade etmektedir. Ona göre, âlemdeki Bir İlke’den nasıl bütün ilkeler çıkıyorsa, İlk Önder’den onu takip eden bütün önder ve liderler/şehirliler çıkar.

Şu halde Fârâbî, medîne’yi iki olgudan hareketle inşa eder. Bunlar ihtiyaç ve yardımlaşmadır. Zira mesleklerin çokluğu, ömürlerin sınırlı olması, ihtiyaçlar için farklı işlerde çalışan insanların olmasını gerektirmektedir. Öğretmen, hekim, mühendis, mimar, fırıncı, kasap, marangoz, terzi gibi çok sayıdaki meslek sahipleri, insanların ihtiyaçlarını karşılamaktadırlar. Aynı zamanda bu meslek erbabı, birbiriyle de yardımlaşmak durumundadır.

Fârâbî, devletleri mükemmel ve eksik (cahil) şeklinde iki kısma ayırmaktadır. Mükemmel devlet, en yüksek mutluluğun elde edildiği (es-saadetü’l-kusva/ukba) el-medinütü’l-fâzıladır. Onun yanında en yüksek iyilik ve mutluluk şehirlerde gerçekleşir. Eksik ve kusurlu şehir ise; köy, mahalle, sokak ve menzildir (ev).

Hâsılı, ideal devlet el-medînetü’l-fâzıla, erdemli şehirdir. Bu şehir, zulüm ve haksızlığın olmadığı, halkı mutluluğun zirvesini yaşayan adalet devletidir.

  
550 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam11
Toplam Ziyaret149491
Etkinlikler
YENİ ÇIKAN ESERLER
                                               






                                             


                                               
                                                                                        
                                                      
                                                   
     





Yayımlanan Eserler


Sayıların Gizemi ve Tasavvufun Dinamikleri
Bayram Ali Çetinkaya
İnsan Yayınları


   İlkçağ Felsefesi Tarihi
Bayram Ali Çetinkaya 
İNSAN YAYINLARI









Yitik Bilgi ve Hikmet
Bayram Ali Çetinkaya





İslam Medeniyetinin Dinamikleri
Bayram Ali Çetinkaya
 İNSAN YAYINLARI



İrfan ve Hikmet Peygamberi 
Bayram Ali Çetinkaya
   İNSAN YAYINLARI
   



   Şems-Mevlana Dostluğu
     Bayram Ali Çetinkaya
     İNSAN YAYINLARI
      


Medine'den Medeniyete

Bayram Ali Çetinkaya
İNSAN YAYINLARI